Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/12999 E. 2014/9740 K. 11.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12999
KARAR NO : 2014/9740
KARAR TARİHİ : 11.07.2014

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacı vekilinin, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak idari yoldan Hazine adına tescil edilen 1297 parsel kapsamında kalan yaklaşık 5 dönümlük taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tescili istemi ile açmış olduğu dava nedeniyle hükmüne uyulan önceki bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi orman bilirkişisi aracılığı ile uygulanan 1953 yılına ait hava fotoğrafının taşınmazın niteliğini belirlemekten uzak olduğu, kadastro çalışmaları sırasında taşlık, çalılık ve leçelik olarak tespit dışı bırakılmış olan taşınmazın emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılmasının mümkün bulunduğu belirtilerek mahkemece, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotogrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tescil tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle uzman bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz başında uygulanmak suretiyle taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan uzman bilirkişi kurulu raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı belirlenmesi, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; “davanın mülkiyet hakkı tespiti yönünden kabulüne, sair taleplerin reddi ile; tapunun … İli, Toprakkale İlçesi, T…, Leçelik Mevkiinde Hazine adına ihdasen taşlık olarak kaydedilen ve 27.12.2005 tarihli imar uygulaması ile … Organize Sanayi Bölgesi adına arsa olarak tescil edilen taşınmazın dosyada mevcut fen bilirkişisi …’nın 28.09.2005 tarihli ek raporunda ve krokisinde (H) harfi ile belirtilen 3.582.35 metrekare yüzölçümünde taşınmazın fen bilirkişisi …’nın 08.04.2008 tarihli ek raporunda belirtilen ve krokisinde (H) harfi ile gösterilen taşınmazda imar uygulaması sonucu oluşan 120 ada 1 nolu parselde 2.007.20-m2’lik kısım imar planında yol olarak gözüken alanda ise 0372.01 metrekare ve geriye kalan 1203.14 m2’si imar planında sağlık koruma bandı olarak gözüken toplam 3582.35 metrekare yüzölçümünde taşınmazda davacı …,..’in mülkiyet hakkının tespitine” karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; bozma kararına uyulmuş olmakla, orada belirtilen hususların yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Anılan bu husus, usuli kazanılmış hakkın bir sonucudur. Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, serbest, tarafsız jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiler yerine usule aykırı olarak Kadastro Müdürlüğünde görevli harita mühendisi sıfatını haiz bilirkişiden alınan rapora değer verildiği gibi, alınan rapor hükme yeterli ve elverişli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazın ilk kez sicile bağlandığı 20.01.2004 idari tescil tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar) ve varsa en eski uydu fotoğrafları temin edilmeli, ardından dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarına, taşınmazın öncesinin ne olduğu, üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarih etraflıca sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; üç kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine haritalar, hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılmalı ve Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyelerinden seçilecek üç kişilik bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın imar-ihya öncesi ve sonrası niteliği ile imar-ihyasının hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi ve kullanım durumunu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirleyen ve önceki raporlarla çelişkileri giderir raporlar alınmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ve bilirkişi raporları ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 11.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.