YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12568
KARAR NO : 2014/1281
KARAR TARİHİ : 14.02.2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; … Köyü 903 (64) nolu … kadastro parselinin, tescil bildirim beyannamesinin hesap cetvelindeki ve fiili zemindeki gerçek yüzölçümünün 15.235 metrekare olmasına rağmen tescil bildirimindeki hektar hanesi silinerek 5235 metrekare miktarıyla Hazine adına ihdasen tescil edilip, davalı … Belediyesinin 38 nolu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulamasına tabi tutulduğunu ve daha sonra da davalı … Belediyesi tarafından imar düzenlemesi yapılarak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce 903 sayılı … parselin sınırları içerisine de şuyulandırmalar sonucunda … Köyü 4745 ada 6, 7, 8 ve 9 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak … Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; 903 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi, anılan imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ve Hazine adına tescil ile tapu kaydının yüzölçümünün düzeltilmiş haliyle eski hale iadesinin sağlanması; olmadığı takdirde tazminat istemleriyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davalı … aleyhine açtığı davada yasal zorunluluk nedeniyle taraf sıfatı kalmayan … hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının diğer davalılar hakkındaki imar öncesi duruma dönülmesi ve terditli olarak açtığı tazminat davasının reddine, taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi isteminin de dava reddedildiğinden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, … tashihi suretiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası ve mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece, … Belediyesi tarafından yapılan 38 nolu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilmediği ve halen geçerliliğini koruduğu, anılan imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemeyeceği belirlenerek işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan
kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken vekalet ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin ve takdiri doğru değildir. Ancak, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6. bendindeki “birkısım davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş bulunduklarından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 16.634,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekili bulunan davalılara verilmesine” ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “davalı … ile dahili davalı … ve davalı … ile davalı … Sönmez kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.100.-TL maktu vekalet ücretinin davacı Hazineden alınarak davalı …, dahili davalı …, davalı … ve davalı … Sönmez’e verilmesine” ibarelerinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.