Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/12459 E. 2014/1326 K. 14.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12459
KARAR NO : 2014/1326
KARAR TARİHİ : 14.02.2014

MAHKEMESİ : ZONGULDAK KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2011
NUMARASI : 2002/66-2011/90

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine Merkez O.. Mahallesi çalışma alanında tespiti yapılan 6.. ada 11 parsel sayılı 6234 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın Hazine adına çalılık niteliği ile tespit edilmiş olmasına rağmen tapu sicilinde davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesinin açık bırakıldığını öne sürerek Hazine adına tescili, halen taşınmaz üzerinde ev yapmak suretiyle işgal eden davalıların el atmalarının önlenmesi, üzerinde bulunan muhdesatların kal’i istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Yargılama sonunda verilen kararın temyizi üzerine “taşınmazın tapu kaydının malik hanesi açık bırakıldığına göre davanın Kadastro Mahkemesinde bakılması gerektiği belirtilerek kal davasının tefrikiyle Kadastro Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi” gereğine değinilerek Yargıtayca bozulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak el atmanın önlenmesi ve tescil talebi yönüyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 64 ada 11 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan R.. K.. ve N.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın çalılık niteliğinde bulunduğu gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, usulüne uygun taraf teşkili tamamlanmaksızın esas hakkında karar verilemez. Davacı Hazine, dava tarihinde taşınmazı işgal ettiğini öne sürdüğü kişileri davalı göstermek suretiyle dava açmıştır. Kadastro Hakimi, 3402 sayılı Yasa’nın 5. maddesine göre görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine devredilen dosyalarda, aynı Yasanın 30. maddesi uyarınca re’sen araştırma yaparak çekişmeli taşınmazların gerçek hak sahibini belirleyip taşınmazların malik hanesini gerçek hak sahibi adına doldurmak ile yükümlüdür. Somut olayda; çekişmeli taşınmazın Hazine adına tespiti üzerine H.. D..tarafından itiraz edildiği, itirazının komisyonca reddedilmesi üzerine, 25.07.1956 tarihinde adı geçen tarafından 1956/377 Esas numarası ile dava açıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya getirtilen H.. D..’e ait nüfus kaydından, çok sayıda mirasçısının bulunduğu, ancak mirasçılarının büyük çoğunluğunun davada taraf olmadığı anlaşılmaktdır. H.. D.. mirasçıları davaya dahil ederek taraf teşkili sağlanmak zorundadır. Diğer yandan söz konusu 1957/377 Esas sayılı dava dosyasının bulunamadığı, 1956 yılına ait karar kartonlarının da olmadığı bildirilmiş ise de o tarihe ait esas defterinin bulunup bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden 1956 tarihine ait esas defterlerinin olup olmadığı, varsa söz konusu dosyanın başkaca tarafının bulunup bulunmadığı denetlenmeli, gerektiğinde tespit edilecek şahıslarda davaya dahil edilmelidir. Hal böyle olunca; Mahkemece, taraf koşulu sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Davalılar R..K..ve N.. G..’ün temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 14.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.