YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12425
KARAR NO : 2014/2734
KARAR TARİHİ : 18.03.2014
MAHKEMESİ : İSCEHİSAR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2010/2-2013/3
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden Hazine vekili Avukat H. S., İ.. O.. mirasçıları vekili Av.M.N. S. geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında M. Köyü çalışma alanında bulunan 225 ada 1 parsel sayılı 4436.94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Sulh Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı İ.. O.. tarafından davalı Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine karşı açtığı tescil davası ile davacı Mallıca Köyü Tüzel Kişiliği tarafından davalı İ.. O.. aleyhine açtığı müdahalenin men’i davaları davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu 225 ada 1 parsel nolu taşınmazın 26.08.2008 tarihli teknik bilirkişi raporunda yeşil ile boyalı (A) ile belirtilen 482,81 metrekarelik kısım ile mavi boya ile (B) ile belirtilen 595,30 metrekarelik kısımlarının Kadastro Kanunu’nun 16. maddesi gereğince mera vasfı ile sınırlandırılmasına ve mera vasfı ile özel siciline yazılmasına, (A) ve (B) ile gösterilen kısımlar dışında kalan kısımlarının davalı İ.. O.. mirasçıları adına veraset ilamlarındaki payları oranında el birliği ile mülkiyet oluşturacak biçimde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı (karşı davalı) İ.. O.. mirasçıları vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı İ.. O..’nın 08.08.2001 tarihinde taşınmazın 4000 metrekare olarak Tuncay ve Ö.. O..’dan satın aldığı, bu şahısların da 16.07.2001 tarihinde Ramazan Kaçar’dan satın aldığı, beyanlardan taşınmazın güney ve güney batı kısmında daha önceden köy halkının kullandığı mera niteliğindeki taşınmaza doğru taşma yaptığı, (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümlerin dışındaki bölümün ise davacının 20 yılı aşkın eklemeli zilyetliğinde bulunduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Dava Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan ve taraflar arasında görülen tescil ve müdahalenin men’i davalarından gelmektedir. Davaya konu taşınmaz ile köy muhtarlığının şikayeti üzerine Kaymakamlığın 14.07.2004 tarihli kararı ile 3091 sayılı Kanun’a göre davacı İ.. O.. kroki de gösterilen evinin güneyindeki köy boşluğunun 413 metrekarelik bölümüne ahır yapmak ve taş duvar çekmek, (B) harfi ile gösterilen güney batı kısmındaki köy boşluğuna 580 metrekarelik taş duvar çekip fidan dikmek suretiyle, (C) harfi ile gösterilen evinin doğusundaki han yolu boşluğunun 128 metrekarelik kısmına tel örgü çekmek fidan dikmek suretiyle köy boşluğuna ve köy yoluna toplam 1121 metrekare alana tecavüzünün önlenmesine ve Köy Tüzel Kişiliğine teslime karar verilmiş ve karar infaz edilmiştir. Men kararına dayanılarak İscehisar Sulh Ceza Mahkemesinin 2004/142-2004/220 sayılı ve 20.10.2004 sayılı ilamı ile sanık İ.. O..’nın (A) harfi ile 1121 metrekarelik köylünün kadimden beri ortaklaşa kullandığı köy boşluğuna ahır ve bahçe yapmak suretiyle tecavüz ettiği kabul edilerek TCK’nın 513/2. maddesince cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 22.12.2004 de kesinleştiği anlaşılmaktadır. İscehisar Sulh Hukuk Mahkemesince keşif yapılmış ve Kaymakamlığın men kararı ve Sulh Ceza Mahkemesinin ilamına ve tecavüze konu bölümleri belirlenmiştir. Genel Mahkemede görülen dava Kadastro Mahkemesine aktarılmış ancak Kadastro Mahkemesince keşif yapılmamış, dava dilekçesi, Sulh Hukuk Mahkemesi keşif krokisi, men kararları uygulanmamıştır. Sulh Hukuk Mahkemesine ibraz edilen kadastro tespitinden önce düzenlenen krokiye itibar edilerek karar verilmiştir. Oysa taşınmazın tescil edilen ve mera olarak sınırlandırılan bölümleri kadastro paftası üzerinde gösterilmediğinden kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Ayrıca taşınmaza ilişkin davalarda yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi gerektiği halde tanıkların duruşmada dinlenmesi isabetsizdir. Yine men kararı ve Sulh Ceza Mahkemesinde davacının satın alma yoluyla zilyedinde bulunduğu taşınmazının güney batı bölümünün köy boşluğu, doğu bölümünü ise köy yolu olduğu kabul edildiği halde duruşmada dinlenen tanık beyanlarına itibar edilerek taşınmazın niteliği tam olarak belirlenmeden ve çelişki giderilmeden davacının tecavüz ettiği bölümlerin mera olarak kabulü de doğru değildir. Zira Mahkemece yöntemince mera araştırması yapılmamıştır. Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan keşifte zilyetlik hususundaki beyanlar da hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında komşu köyden seçilecek elverdiğince yaşlı, tarafsız ve taşınmazı iyi bilen yerel bilirkişiler ve aynı yöntemle gösterilecek tanıklar, fen ve ziraat bilirkişiler katılımı ile keşif yapılmalı, keşifte yerel bilirkişiler yardımı ile davacının dayandığı satış senedi, Kaymakamlık men kararı ve eki belge ve haritalar, Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan keşif sonucu ibraz edilen fen bilirkişi krokisi zemine uygulanarak fen bilirkişisinden taşınmazın davacının satın alma yoluyla 20 yıla aşkın zilyet bulunduğu bölüm ile tecavüz ettiği nizalı bölümler belirlenerek kadastro paftasında çakıştırılarak gösterilmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan davacının tecavüzüne konu bölümlerin öncesinin kadim köy merası mı yoksa köy boşluğu ve köy yolu mu olduğu kesin olarak belirlenmeli, köy merası ise davacının zilyetliğinin bulunduğu bölüm ile mera arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ziraat bilirkişisinden taşınmazın niteliği, ihtilafa konu bölümlerin toprak yapısı ve niteliği hususunda ayrıntılı ve bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, taşınmazın çektirilecek fotoğrafları da rapora eklenmeli, kurulacak hüküm ile kadastro haritası arasında irtibat tesis edilerek infazı kabil şekilde karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabulü göre de taşınmazın doğusundaki yola tecavüzün iddia edildiği bölüm hakkında karar verilmemesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100.00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren temyiz eden taraflara verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden İ.. O.. mirasçılarına iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.