Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/12283 E. 2014/2546 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12283
KARAR NO : 2014/2546
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : HİLVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/57-2012/151

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı A.. A.. ve müşterekleri, K. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca tespit harici bırakılıp bir bölümü 21.02.2006 tarihinde … parsel olarak Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı A.. A.. ve müşterekleri adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14, 17 ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddeleri uyarınca tapuya tescili istemine ilişkindir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı, davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece kök muristen davacılara kaldığı anlaşılan taşınmaz yönünden davacıların aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığının tespiti için muris M.. A..’ın veraset ilamı getirtilip, kök murisin başka mirasçısı olup olmadığı denetlenmemiş, 1985 ve 1999 yıllarına ait hava fotoğrafları jeodezi veya fotogrametri uzmanı olmayan bilirkişilere inceletilerek, bilirkişilerin zilyetlik konusunda yeterli olmayan müşterek imzalı raporlarına dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Kadastro Müdürlüğünden gönderilen cevaba göre; dava konusu taşınmaz, 22.05.1975 yılında kesinleşen kadastro işlemleri neticesinde ve 766 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerlerden olması sebebiyle tespit dışı bırakılmıştır. Taşınmazın bir bölümü 21.02.2006 tarihinde idari yoldan 467 sayılı parsel olarak Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Davacılar, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayanarak miras payları oranında adlarına tapuya tescil isteğinde bulunmuşlardır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi şartıyla kazanılması mümkündür. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının en az üç ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için çekişmeli taşınmazın idari yönden tapuya tescil edildiği tarihinden geriye doğru 15-20- 25 yıl öncesine ait (1980, 1985 ve 1990 yılları) stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yöntemine uygun yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, öncelikle, kök muristen kaldığı anlaşılan taşınmaz yönünden davacıların aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığının tespiti için muris M.. A..’ın veraset ilamı getirtilip, kök murisin başka mirasçısı olup olmadığı denetlenmeli, başka mirasçısı bulunduğu takdirde davaya muvaffakati için gerekli işlemler yapılmalı, çekişmeli taşınmazın idari yönden tapuya tescil edildiği 2006 yılından geriye doğru yukarıda belirtilen şekilde üç farklı tarihe ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve Hazine tapusunun oluştuğu tarihine kadar davacılar yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Öte yandan; fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün Hazine adına sonradan tapuya tescil edildiği gözetildiğinde bu bölüm yönünden tapu iptal kararı verilmeden tescil kararı verilmesi, yine kararda veraset ilamına atıf yapılmadan ya da davacıların payları ayrı ayrı gösterilmeden “ çekişmeli taşınmazların miras payları oranında davacılar adına tesciline” şeklinde infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 13.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.