YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12281
KARAR NO : 2014/3376
KARAR TARİHİ : 27.03.2014
MAHKEMESİ : VİZE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2012
NUMARASI : 2011/224-2012/220
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu E.Köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 30; 126 ada 41; 108 ada 30; 109 ada 18; 102 ada 16, 25, 33 ve 34; 125 ada 60; 109 ada 32 parsel sayılı taşınmazlar ile O. Köyü çalışma alanında bulunan 115 ada 22 ve 116 ada 49 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle ölü Ahmet Ünver adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. Y.. ve A.. G.. miras yoluyla gelen hakka ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak çekişmeli taşınmazların tapusunun miras payları oranında iptali ve adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. Y.. ve A.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen dava açmak için gerekli 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, miras bırakan Cemal Ünver’in adına tapuda kayıtlı dava konusu taşınmazları 28.06.1985 doğumlu Ahmet Ünver’e tapuda kayden intal ettirdiği, miras bırakan C. Ü.’in 27.08.1999 tarihinde, oğlu Ahmet’in ise 07.04.2006 tarihinde öldüğü, kök muris Cemal’in mirasçıları olarak, davacılar Hatice ve Ayşe ile kök murisin oğlu Ahmet’ten olma torunları olan davalılar ve dava dışı kızları Emine, Hanife ve Gülsüm’ün kaldığı, çekişme konusu taşınmazların tapu kaydı nedeniyle kök murisin oğlu ölü A. Ü.adına tespit edildiği ve kadastro tespitlerinin 14.03.1993, 20.04.1995 tarihlerinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacılar, murisleri adına kayıtlı taşınmazların kayden davalılar murisi A harfiyle devrinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava açmışlardır. Bilindiği üzere, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında her hangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa sebebinin ortadan kalkması ya da belli bir zamanın geçmesiyle görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez. 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, muris muvazaasına dayalı davalar miras bırakanın ardılı olarak değil, miras hakkının çiğnenmesinden ötürü zarara uğrayan kişi olarak ve kendi miras hakkına dayalı olarak açılmaktadır. Bu tür davalarda dava hakkı murisin ölümüyle doğmaktadır. Muris hayatta iken bu tür bir dava açılmasına yasal olanak yoktur. Bu durumun istisnası, murisin kadastro tespitinden önce ölmüş olması halidir. Bu halde kadastro tespitine karşı kadastro mahkemesinde ya da tespit kesinleştiği tarihten itibaren 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde de öngörülen 10 yıllık süre içinde dava açılabileceğine göre muris muvazaası iddiasında bulunanların davalarını ancak bu süre içinde açabilecekleri kuşkusuzdur. Somut olayda, miras bırakan Cemal çekişme konusu taşınmazların kadastro tesbitlerinin kesinleştiği tarihten sonra öldüğüne göre dava hakkının kadastrodan sonra doğmuş olması nedeniyle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3. maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca Mahkemece işin esasına girilip tarafların iddia ve savunmasına göre delilleri toplandıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar H.. Y.. ve A.. G.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 27.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.