Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/12280 E. 2014/795 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12280
KARAR NO : 2014/795
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

MAHKEMESİ : ÜNYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2012
NUMARASI : 2012/372-2012/550

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında D.. Köyü çalışma alanında bulunan temyiz konusu 152 ada 1 parsel sayılı 4.781,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ile 153 ada 1 parsel sayılı 8.907,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı S.. T.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davalı S.. T.. çekişmeli taşınmazları 11.09.2009 tarihinde tapuda diğer davalı M.. K..’a kayden intikal ettirmiştir. Davacılar miras yoluyla gelen hakka ve muvazaa iddiasına dayanarak çekişmeli taşınmazın davalı M.. K.. adına olan tapusunun iptali ile adlarına hisseleri oranında tapuya tescili ya da taşınmazların bedellerinin hisseleri oranında davalılardan alınarak kendilerine verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın, davalı S.. T.. yönünden husumet yokluğundan, diğer davalı M.. K.. yönünden ise esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar Ş.. T.. ve H..E..vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki nedenlere dayanan tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin miras payı oranında tazmini istemine ilişkindir. Davacılar, dava ve temyize konu çekişmeli 152 ada 1 ve 153 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kök murisleri R.. T..’a ait iken ölümü ile mirasçılarına kaldığı, ancak yapılan kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak müstakilen miraçılardan S.. T.. adına tespit ve tescil edildiği, davalı S.. T..’in diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla çekişmeli taşınmazları diğer davalı M.. K..’a muvazaalı olarak tapuda intikal ettirdiği iddiasıyla; öncelikle çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tapuya tescili olmadığı takdirde taşınmazların bedelinin payları oranında davalı Selahattin’den alınarak kendilerine verilmesi istemi ile dava açmışlardır. Davalı S.. T..; çekişmeli taşınmazları miras bırakan R.. T..’un sağlığında kendisine bağışladığını, diğer mirasçılara da yer verdiğini, diğer davalı M.. K.. ise çekişmeli taşınmazları davalı Selahattin’den satın alırken taşınmazın S..’e ait olduğunu düşündüğünü ve iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir. Tapu iptal ve tescil davalarında husumetin tapu malikine yöneltilmesi zorunludur. Davalı S.. T.. tapu maliki olmayıp adına kadastro sonucu tescil edilen taşınmazı daha sonra davalı M.. K..’a tapuda kayden intikal ettirmiştir. Davalı S.. T.., kayıt maliki olmadığına göre bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı M.. K..’a yönelik tapu iptali ve tescil davasına gelince; mahkemece, tapu kayıtları oluştuktan sonra taşınmazı tapuda diğer davalı Selahattin’den satın alan M.. K..’ın satış işlemi sırasında iyi niyetli olduğu kabul edilerek bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Davalı M.. K.. 18.03.2010 tarihli celsede diğer davalı Selahattin ile komşu olduklarını ifade etmiş, beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklar ise davalı Selahattin’e babası Rasim tarafından yapıldığı iddia edilen bağış işlemi konusunda kesin ve net bilgiler verememişlerdir. Bu şartlarda davalı taraf, çekişmeli taşınmazları kök muris Rasim’in sağlığında oğlu Selahattin’e bağışladığını ve kök murisin diğer mirasçılara da yer verdiğini kanıtlayamamıştır. Davalı M.. K.., davalı Selahattin’in yakın komşusu olup çekişmeli taşınmazların öncesini ve taraflar arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumdadır. Bunun yanında taşınmazların gerçek değeri ile tapudaki satış değerleri arasındaki açık orantısızlık da davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğuna dair güçlü bir delildir. Sabit olan vakılar karşısında mahkemenin davalı M.. K..’ın tapudaki satış işlemi esnasında iyiniyetli olduğu yönündeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; davalı M.. K..’a yönelik tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup davacılar Ş.. T.. ve H.. E.. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 06.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.