Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/12267 E. 2013/12885 K. 18.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12267
KARAR NO : 2013/12885
KARAR TARİHİ : 18.12.2013

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda … Köyü çalışma alanında bulunan 283 ada 7 parsel sayılı 226,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1995 yılından beri … kızı …’un kullanımında olup,taşınmaz üzerine 2003 yılında kargir 2 katlı ev yaptığı şerhi verilerek bahçe niteliğiyle, 283 ada 13 parsel sayılı 344,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1989 yılından beri … oğlu …’nun kullanımında olup,taşınmaz üzerine 2004 yılında kargir tek katlı ev yaptığı şerhi verilerek bahçe niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı … çekişmeli taşınmazların kendi kullanımında olduğunu öne sürerek adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce açıldığına göre dava dilekçesinde yer alan değer itibariyle davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki taşınmazların fiili kullanım durumu yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya Eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazların davalıların kullanımında olduğu beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacı kullanım durumunun yanlış tespit edildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Ancak, mahkemece taşınmazlar üzerinde keşif yapılmamış, çekişmeli taşınmazlar üzerinde kimin, ne şekilde zilyet olduğu, kullanım durumu yöntemince araştırılmamış, davalıların delil olarak dayandığı sulh ceza mahkemesi ilamı uygulanmamış, dosya kapsamında toplanan belgeler gerekçe gösterilerek karar verilmiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, davacıya delillerini sunma imkanı sağlanmalı, bundan sonra mahallinde yerel bilirkişi ve yöntemince belirlenecek taraf tanıkları ile keşif yapılarak çekişmeli taşınmazların 3402 sayılı Yasa’ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek-4 maddesi uyarınca fiilen hangi tarihten beri kim veya kimler tarafından kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, Sulh Ceza Mahkemesi ilamı uygulanarak çekişmeli taşınmazlara ait olup olmadığı belirlenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.