Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/12256 E. 2014/791 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12256
KARAR NO : 2014/791
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2012/240-2013/780

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı S.. B.., C..Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılıp 06.07.2011 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilen 429 ve 430 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tesis kadastrosundan sonraki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların davacı S.. B.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların tespit harici bırakıldıkları tarihten itibaren davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava, tespit harici bırakıldıktan sonra 06.07.2011 tarihinde Hazine adına tescil edilen 429 ve 430 nolu parsellerin tapularının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların hangi tarihte ve hangi gerekçelerle tespit harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğü’nden sorulmamış, taşınmazların öncesinin imar- ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadıkları belirlenmemiş ve taşınmazların komşu parsel tutanakları ile komşu parsellerde kamulaştırılan taşınmazlar varsa kamulaştırma sonucu oluşan parsellerin kamulaştırma evrakları getirtilerek çekişmeli taşınmazların kamulaştırma paftasındaki durumları değerlendirilmemiştir. Çekişmeli taşınmazlar 06/07/2011 tarihinde davalı Hazine adına tescil edilmesine rağmen tapu kayıtları ve dayanakları istenerek çekişmeli taşınmazların Hazine adına tescil edilme nedeni üzerinde durulmamıştır. Çekişmeli taşınmazların, tespit harici bırakılıp imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, içerisinde bulundukları belirtilen imar planlarının onaylandığı 15.12.2006 yılına kadar edinme koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamıştır. Çekişmeli 429 sayılı parselin bitişiğinde göl yatağı, çekişmeli 430 sayılı parselin bitişiğinde ise dere olduğu halde, taşınmazların göl yatağı ya da dereden elde edilip edilmediği hususlarında jeolog bilirkişiden rapor alınmamıştır. 4721 sayılı Medeni Kanun’un 713/4. maddesi gereğince, dava konusunun, ulusal gazetede bir kez, taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla üç kez ilan edilmesi gerekirken, taşınmazların bulunduğu yerde iki kez ilan yapılmış, bu ilanlardan 06.03.2013 tarihli olanı ile ulusal gazetede yapılan 08.05.2013 tarihli ilan dava ile ilgisiz bir mahiyette yayınlanmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, çekişmeli taşınmazların hangi tarihte ve hangi gerekçelerle tespit harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğü’nden sorularak taşınmazların öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadıkları belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların davalı Hazine adına oluşan tapu kayıtları ve dayanakları istenerek çekişmeli taşınmazların Hazine adına tescil edilme nedeni üzerinde durulmalı, taşınmazların komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile komşu parsellerde kamulaştırılan taşınmazlar varsa kamulaştırma sonucu oluşan parsellerin kamulaştırma evrakları getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, harita mühendisi bilirkişi ve jeolog bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, çekişmeli taşınmazların tespit harici bırakılıp imar-ihyanın tamamlandığı tarihten içerisinde bulundukları belirtilen imar planlarının onaylandığı 2006 yılına kadar edinme koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi adına; taşınmazların öncesinin ne olduğu, kadastro tespit günü itibariyle hangi nitelikte bulundukları, üzerlerindeki imar ve ihya faaliyetlerinin ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı, sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresinin ne olduğu gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi kurulu ile taraf tanıklarından sorulup saptanmaya çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları, kamulaştırma evrakları ve dayanakları ile denetlenmeli, çekişmeli taşınmazların kamulaştırma paftasındaki durumları değerlendirilmeli, harita mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmazları iki farklı tarihteki hava fotoğraflarında gösterir şekilde ve taşınmazların kısmen sürülü olup almadıkları ve bu şekilde bir tespit varsa bu kısımları ayrı ayrı gösterecek şekilde rapor alınmalı, ayrıca harita mühendisi bilirkişi ve ziraatçi bilirkişi heyeti aracılığı ile bu yerlerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar- ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazilerin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi ya da benzer (üzerinde ev vs… gibi muhtesat yapılması gibi) niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, jeolog bilirkişiden çekişmeli taşınmazların bitişiklerinde bulunan dere ve göl yatağından elde edilip edilmediği ve aradaki kot farkı hususlarında rapor alınmalı, 4721 sayılı Medeni Kanun’un 713/4. maddesi gereğince, dava konusunun, Ulusal Gazetede bir kez, taşınmazların bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla usulüne uygun şekilde üç kez ilan edilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; çekişmeli taşınmazlar tespit harici bırakılmasından sonra Hazine adına idari yoldan tescil edildiği ve tapuya bağlandığı dikkate alınarak iptal kararı verilmeden tescil kararı verilmesi de isabetsizdir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.