Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/12000 E. 2014/2724 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12000
KARAR NO : 2014/2724
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2011
NUMARASI : 2010/1030-2011/885

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz edenlerden O.. A.. vekili Avukat N. P., Hazine vekili Avukat Hatice Sarılkan geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; K. Köyü 1324 (2009) parsel sayılı taşınmazın 801,48 metrekarelik kısmının, gerçekte devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilerek, adı geçen Belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini; bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de 4985 ada 6, 11, 12 ve 14 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; ancak, daha evvel yapılan imar düzenlemelerinden kaynaklanan ve süregelen ihdas hataları bulunduğunu ve belirtilen şuyulandırma işlemi ile öncesinde aynı bölgede Seyhan Belediyesince yapılmış olan 37 nolu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek; 1324 (2009) sayılı kök parselin kadastro sınırları içerisinde imarla oluşturulan K. Köyü 4985 ada 6, 11, 12 ve 14 sayılı imar parsellerinin binmeli alana isabet eden 801,48 metrekarelik kısımlarının iptali ve Hazine adına tescili ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davalı Seyhan Belediyesi aleyhine açtığı tapu iptali ile tescil ve eski hale ihya davasının husumet nedeniyle reddine; davacının diğer davalılar aleyhine açtığı tapu iptali tescil, eski hale ihya davasının kabulüne, dava konusu edilen Adana İli, Çukurova İlçesi, K. Köyünde bulunan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 11.07.2011 günlü rapor ve krokide 4985 ada 6 nolu parsel içerisinde (B) harfi ile gösterilen 3087, 52 metrekarelik, 11 nolu parsel içerisinde (C) harfi ile gösterilen 1114.81 metrekarelik, 12 nolu parsel içerisinde (D) harfi ile gösterilen 169.85 metrekarelik, 14 nolu parsel içerisinde (A) harfi ile gösterilen 283,86 metrekarelik kısımların imar öncesi 1324 kök parselin çap sınırları içinde kalan imar parsellerinin tapusunun iptaline, kadastral hak durumuna dönülmesine ve eski hale ihyasına karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı A.. B.. vekili, davalı Ç.. B.. vekili, davalı E.. K.. vekili davalı O.. A.. vekili, davalılar C.. B.. ve D.. S.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal ve Hazine adına tescil ile eski hale ihya isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda Seyhan Belediyesinin 37 nolu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesinin imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı Hazine vekili; çekişmeli yerin, öncesinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu halde, Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdas suretiyle tescil edilerek, adı geçen Belediyece yapılan imar uygulaması sonucunda da tamamının kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, ancak anılan imar uygulamasının ve önceden Seyhan Belediyesi tarafından 37 nolu bölgede gerçekleştirilmiş olan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilmiş olup, böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüklerini ileri sürerek tapu iptal ve Hazine adına tescil ile kayıtların eski hale iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, imar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin illetten yoksun kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Yasa’nın 3/2. maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması; şayet yasa gereğince Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazine’nin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hâzinenin davasının reddine karar verilmesi; diğer taraftan, 775 sayılı Yasanın 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa ile iptal edilmiş ise de; iptal kararının bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği kuşkusuzdur. Ayrıca; kapanmış yollar bakımından da, 3194 sayılı Yasa’nın 17. maddesi hükmü uyarınca Belediye adına tescilin öngörüldüğü ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesi hükmünün de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlediği bilinmektedir. Somut olaya gelince; mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın ve de alınan bilirkişi heyeti raporu ile krokisinin hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Mahallinde yapılan uygulama neticesinde alınan bilirkişi heyeti raporunun kendi içinde çelişkili olduğu ve yine 1324 sayılı ihdas parselinin tescil bildiriminde (beyannamesinde) 972 nolu parselin yola terkinden ihdas edildiğinin belirtildiği de gözetilerek; çelişkiler giderilmediği gibi, çekişme konusu taşınmazın imar uygulamalarından önceki vasfı (Seyhan Belediyesi’nin imar düzenlemesinden önceki niteliği ile anılan şuyulandırma işlemi sonucu akıbeti, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması sırasında nereden ihdas edildiği) ve Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmamış ve ayrıca Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmamıştır. Ayrıca, 972 sayılı kadastral parsel ile dava konusu 1324 sayılı ihdas parseli ile 4985 ada 6, 11, 12 ve 14 sayılı imar parsellerinin ilk tesislerinden itibaren tedavüllü tapu kayıtları (kütük sayfaları) ve dayanak belgeleri (Belediye Encümen kararları, şuyulandırma cetvelleri, vs) temin edilerek, taşınmazların hangi uygulamalara tabi tutuldukları belirlenmemiş ve bu husus denetlenmemiştir. Kabule göre de; davacı Hazine tarafından 801.48 metrekarelik alanın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunurken imar uygulamaları sonucu binmeli olarak imar parseli oluşturulduğundan bahisle anılan miktar bakımından iptal ve tescil talebinde bulunulduğu gözetilmeksizin istek aşılmak suretiyle toplam 4656.04 metrekarelik alan bakımından yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.