YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11915
KARAR NO : 2014/351
KARAR TARİHİ : 30.01.2014
MAHKEMESİ : KUŞADASI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2012
NUMARASI : 2011/1-2012/3
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında H..F..M.. çalışma alanında bulunan 11 ada 9 parsel sayılı 159,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına arsa niteliği ile tespit edilmiş, Kadastro Mahkemesinin 1971/76 Esas sayılı dava dosyasında davalı olması nedeniyle malik hanesi açık bırakılmıştır. Davacı M.. K.., tespit sonrası kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin Kadastro Mahkemesinde devam eden bir dava olmadığı gibi re’sen malik araştırmasını gerektirir bir durum bulunmadığı kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Ç…11 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 1971 yılında 2613 sayılı Yasa’ya göre yapılan kadastrosu sırasında önce 4 ada 6 ila 7 parseller olarak belirlenip Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1964/171 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek ara hudutları açık bırakılmış, bilahare komisyonca 11 ada 1 ila 14 sayılı parsellere ayrılmış ve 01.08.1960 tarih 1 numaralı tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit edilmiş, ek karara karşı Kadastro Mahkemesinin 1971/76 Esas sayılı dosyasında dava açıldığından mülkiyetinin kesinleşmediği belirtilmek suretiyle davalı olarak tespit edilmiştir. Davacı M.. K.., taşınmazı 1973 yılından bu yana kullandığı iddiasıyla adına tescili istemi ile dava açmıştır. Çekişmeli taşınmaza ait tespit tutanağının malik hanesi Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/171 Esas ve Kadastro Mahkemesinin 1971/76 Esas sayılı dava dosyalarında davalı olması nedeniyle açık bırakıldığına, halen de mülkiyet durumu belirlenmediğine göre Kadastro Mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 30. maddesi uyarınca gerçek hak sahibinin re’sen tespiti ve onun adına tescil edilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, kadastro hakimi taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak, doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/171 Esas ve Kadastro Mahkemesinin 1971/76 Esas sayılı dava dosyalarının getirtilmesi, bu dosyaların tarafları da nazara alınmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, işin esasına girilerek yargılama yapılması ve tespit günü itibariyle taşınmazın hukuki durumunun saptanarak malik hanesinin doldurulması gerekmektedir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.