YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11882
KARAR NO : 2014/2728
KARAR TARİHİ : 18.03.2014
MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2013
NUMARASI : 2011/566-2013/319
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden P.. T.. vs. vekili Avukat A. G. H. ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat Hatice Sarılkan geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro komisyonu kararı ile S. (A.) Köyü çalışma alanında bulunan 97 parsel sayılı 204.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tamamı 8 pay kabul edilerek 4 payı Hazine, 1/4’er payı ise H. Ç., O. Ö., H. A. mirasçıları ve H. A. mirasçıları adına tespit edilmiştir. İtirazları komisyonca red edilen davacılar Hazine ile A. M. ve arkadaşları tarafından açılan dava sonunda Bismil Kadastro Mahkemesinin 2007/9 E. 2008/9 K. sayılı ilamı ile 97 parsel sayılı taşınmazın 4/8 payının Hazine adına, 4/8 payının ise H. A. M. mirasçıları adlarına miras payları oranında tesciline karar verilmiştir. Davacı M.. T.. ve arkadaşları, murisleri olan ve hükmen taşınmaza uyduğu kabul edilen tapu kaydı maliklerden Cabur kızı Zekiye’ye ait 2/8 pay ile Sefer oğlu Hanna ve kardeşi İlyas’a ait 2/8 payın kaçak ve yitik kişi kabul edilerek Hazine adına tescil edildiği, oysa bu kişilerin “Kildani Kilisesine” bağlı Osmanlı tebasındaki Süryani cemaatine mensup kişiler oldukları iddiasına dayanarak, murisleri Hanna ve İlyas’a ait olduğu halde Hazine adına tescil edilen 2/8 payın iptali ile adlarına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 97 parsel sayılı taşınmazın hükmen tapuya tesciline esas Bismil Kadastro Mahkemesinin 2007/9 E. 2008/9 K. sayılı dosyasının incelenmesinde; tespite esas alınan K.Evvel 1321 tarih ve 63 sıra numaralı tapu kaydının taşınmaza uyduğu, tapu kaydında 1/2 payın Yüzbaşı Ahmet Efendi, 1/2 payın K. C. E. adına kayıtlı olduğu, Yüzbaşı A. E. ait 1/2 payın tespit maliki şahıslara intikal ettiği, C. E. ait 1/2 payın 2/8’inin Mayıs 1326 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydı ile C. E. kerimesi Zekiye Hanım’a, 2/8’inin ise Mayıs 1326 tarih ve 15 sıra numaralı tapu kaydı ile Hanna ve biraderi İ. b. S.’e intikal ettiği anlaşılmaktadır. Kadastro Mahkemesince, 1/2 pay maliki Cebur Efendinin kaçak ve yitik kişi olduğu kabul edilerek bu payın Hazine adına, kalan 1/2 payın ise H. A. M. mirasçılarının 20 yılı aşkın zilyetliğinde bulunduğu ve kayıt malikleri aleyhine tapu kaydının hukuki kıymetini kaybettiği kabul edilerek H. A. M. mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar, Kadastro Mahkemesindeki davanın tarafı olmayıp, hak düşürücü süre içinde açtıkları işbu davada, murisleri Sefer oğlu Hanna ve kardeşi İlyas’ın kaçak ve yitik kişi olmadıklarını iddia ederek, bu kişilere ait 2/8 payın tapu kaydı nedeniyle adlarına tescilini talep etmişlerdir. Yargılama sırasında davacılar, kök murisleri Sefer oğlu Hanna’nın kardeşi Sefer oğlu İlyas hakkındaki taleplerini atiye bırakmıştır. Davacıların, kök murisleri Sefer oğlu Hanna hakkında alınan ve tercümesi Noterce tasdikli 27.11.1397 tarihli veraset ilamının içeriği ile İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/1440 E. 1993/1442 K. sayılı veraset ilamından, davacıların kök murisi Sefer oğlu Hanna’nın 1932 yılında vefat ettiği, mirasçı olarak V. H. Ş. T.evlatları olan davacılar P.. T.., M.. T.. ile Jean M. D.’yi bıraktığı, davacılar ile murislerinin “Kildani” kilisesine bağlı oldukları; başka bir ifadeyle kaçak ve yitik kişilerden olmadıkları anlaşılmakta olup mahkemenin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece, Kadastro Mahkemesi dosyasının incelenmesi neticesinde dava konusu parselde Hacı Ali mirasçılarının zilyet bulunduğu, davacıların ve murislerinin zilyetliklerinin olmadığı bu nedenle tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiğinin kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun değildir. Tapu kaydının hukuki kıymetini yitirip yitirmediği tartışmasının yapılabilmesi için davada kayıt malikleri ile zilyedin karşı karşıya gelmesi gerekir. Somut olayda dava, kaçak ve yitik kişi iddiası ile Hazine adına tescil edilen paya yönelik olup, davada taşınmazda zilyet olduğu kabul edilen H. A. M. mirasçıları taraf değillerdir. Hazinenin, tapu kaydının hukuki kıymetini yitirmesi yoluyla; diğer bir ifade ile tapu kayıt maliklerine karşı zilyetlikle mal edinmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca; davacıların dayandıkları tapu kaydına değer verilmek suretiyle ihtilafın çözümlenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1100.00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak kendisini duruşmada vekil ile temsil ettiren temyiz eden davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.