Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/11863 E. 2014/707 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11863
KARAR NO : 2014/707
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : GENÇ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2012
NUMARASI : 2002/177-2012/20

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında B.. Köyü çalışma alanında bulunan 211 ve 212 parsel sayılı sırasıyla 1050 ve 3050 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile F.. T.., 219 parsel sayılı 2450 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı nedenle eşit hisselerle M.. G.., Ş.. G.. ve Muhittin Göçer adlarına tespit edilmiştir. Davacı M.. Y.., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 211 ada 15 ve 211 ada 19 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından keşif masrafının yapılan ihtara rağmen süresinde karşılanmadığı ve bu tür davalarda da keşifsiz karar verilemeyeceği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava 8.7.2004 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK’nda) gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesine göre: “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır.” düzenlemesi yer almakta olup, anılan düzenlemeye göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir.( HGK’nın 30.10.2013 tarih ve 2013/168- 1513 sayılı kararı) Somut olayda, dava, 1086 sayılı HUMK döneminde 8.7.2004 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi itibari ile davanın “keşif giderinin iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmasına” ilişkin ara kararın verildiği 4.9.2012 tarihi itibari ile tahkikat aşamasına geçildiği, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2012 gün ve 2012/9-1199 E., 2012/1215 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, bu aşamada, sadece HMK’nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, davanın usulden reddine dair hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, HMK’nın 324. maddesinin 3402 sayılı Kadastro Kanunundaki karşılığı olan 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için de dosyanın keşif için hazır hale getirilmesi, diğer ifade ile taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtlar varsa celbedilip dosyaya konulması, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilmesi, yerel bilirkişi adaylarının isimlerinin zabıta aracılığı ile tespit edilmesi ve dosyanın her yönüyle keşfe hazır hale getirilip hiçbir eksikliğinin bulunmaması gerekir. Bundan sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemece; taraflardan tanıkları ve diğer delillerine dair liste alınıp, tüm deliller toplanarak dosya keşfe hazır hale getirilmemiştir. Tarafların delilleri belirlenmeden yapılacak keşiften sonuç alınması mümkün olamayacağı gibi, usulüne uygun olmayan ara kararına uyulmamasının davacı aleyhine sonuç doğurması da hukuka uygun bulunmamaktadır. Hal böyle olunca tarafların delil listelerini ibraz etmeleri için süre verilmeli, bildirdikleri delilleri toplanıp dosya ikmal edildikten sonra; özellikle uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlaması mümkün olan teknik bilirkişi, yerel bilirkişi ve tanıklarla ilgili giderler tek tek kalem kalem belirlenerek bu giderler toplamını yatırması için ispat yükü kendisine düşen davacı tarafa makul süre verilmeli, ara kararına uymamasının sonuçları açıkça bildirilmeli, masraf yatırıldığında arazi başında keşif icra edilip, tarafların tüm delilleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar göz ardı edilerek ve usulüne uygun bulunmayan ara kararına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi dava konusu olmayan 211 ada 15 parsel ile 219 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar hakkında da hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı tarafın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.