Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/11450 E. 2014/1194 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11450
KARAR NO : 2014/1194
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : BODRUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2003/685-2013/438

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu G.. Köyü çalışma alanında bulunan 1.. ada 204, 275, 276, 282, 283, 286 ve 287 parsel sayılı 1.638,42; 7.561,19; 2.490,71; 16.105,30; 2.720,18; 2.313,23 ve 7.527,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar 1. D.. arkelojik doğal sit alanında kalmaları nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar G.. C.. ve arkadaşları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve mirasçılar adına miras payları oranında tescil istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliğiyle mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlarını almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir. Başlangıçta davaya muvafakat veren ya da davayı açan mirasçılardan birinin ölümü halinde taraf koşulunun sağlanması için mirasçıların davadan haberdar edilmesi gerekir. Mirasçıların davadan haberdar edilmeksizin hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış ve 6100 sayılı Yasa’nın 27. maddesindeki hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş olur. Adil yargılanma hakkının en önemli unsuru hukuki dinlenilme hakkı olup, bu kapsamda davanın sonucundan olumlu ya da olumsuz etkilenme ihtimali olan mirasçıların davadan haberdar edilmemesi bu hakkın ihlali niteliğindedir. O halde davacının ölümü üzerine mahkemece yapılacak iş mirasçılarına duruşma gününün tebliğ edilerek davadan haberdar edilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması olmalıdır. Diğer taraftan başlangıçta davayı açan ya da davanın yürütülmesine muvafakat vererek davada taraf teşkili sağlandıktan sonra davacılardan birisinin ölmesi halinde ölen kişinin mirasçılarının tekrar muvafakatinin alınmasına gerek bulunmamaktadır. Davadan haberdar edilen mirasçıların açıkça davaya muvafakatlerinin bulunmadığını bildirmeleri ya da davalarından vazgeçtiklerini açıklamaları durumunda ise, terekeye temsilci atanmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Somut olayımızda; Muris İ.. P.. mirasçılarının tamamı tarafından birlikte dava açılarak taraf teşkilinin davanın başında sağlandığı anlaşılmaktadır. Davacılardan H.. P..nın yargılama sırasında ölümü üzerine mahkemece, davacı Hasan mirasçıları Hasan ve Gülfidan davadan haberdar edilmeksizin diğer davacılar vekiline taraf teşkilinin sağlanması için kesin süre verilmiş, süre sonunda da taraf teşkili sağlanamadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, öncelikle muris Hasan mirasçıları Hasan ve Gülfidan’a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek davadan haberdar edilmeleri, bundan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, usul ve yasaya aykırı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.13.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.