Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/11310 E. 2014/1572 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11310
KARAR NO : 2014/1572
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

MAHKEMESİ : KADİRLİ 1. KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2011/18-2013/4

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Hazine vekili Avukat H..S.. ile aleyhine temyiz istenilen İ.H.. B.. geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında D.. Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 1.. ada 1262 ve 1263 parsel sayılı 3935,64 ve 1450,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu açıklanarak Hazine adına tespit edilmiş; tutanakların beyanlar hanesinde O.. oğlu İ.. V..’nun kullanımında olduğu ile üzerindeki evlerin ona ait olduğu gösterilmiş; 1.. ada 1265 parsel sayılı 3327 m2 yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenlerle Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesinde H.. M.. oğlu H.. ve H.. B..’nın kullanımında olduğu ve üzerindeki su deposunun onalara ait olduğu gösterilmiş; 101 ada 1266 parsel sayılı 1784,90 m2 yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenlerle Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesinde H..M.. oğlu H.. B..’nın kullanımında olduğu ile üzerindeki ev, ahır ve samanlığın ona ait olduğu gösterilmiştir. Davacılar M.. ve H.. B.. vekili, yasal süresi içinde 1.. ada 1262, 1263, 1265 ve 1266 parsel sayılı taşınmazların miras bırakanları H..M.. B..’nın kullanımında olduğu ididasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 07.07.2010 tarihinde verilen davacılar lehine 2924 sayılı Yasa’nın 11. maddesindeki koşulların oluşmaması nedeniyle davanın reddi kararı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 27.01.2011 tarihli ve 2011/372-892 sayılı kararı ile tespit maliki Hazineye husumetin yaygınlaştırılması ile yürürlükte bulunan 5831 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ek madde 4. maddesi hükümleri göz önünde tutularak bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacılar M.. ve H.. B..’nın çekişmeli 101 ada 1262 ve 1263 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davalarının dinlenme olanağı bulunmadığından, dava şartı yokluğundan reddine; çekişmeli 101 ada 1265 ve 1266 numaralı parsellere yönelik davalarının daha evvel Kadirli 1. Kadastro Mahkemesinin 2010/39 Esas, 2010/35 sayılı Kararı ile bu parseller hakkında aynı taraflar için aynı sebepten davanın reddine dair hüküm verildiği anlaşılmakla kesin hüküm nedeni ile reddine, çekişmeli D.. Köyü 1.. ada 1262 ve 1263 numaralı parsellerin beyanlar hanesi aynı kalmak üzere tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli D.. Köyü 1.. ada 1265 ve 1266 parseller hakkında daha evvel Kadirli 1. Kadastro Mahkemesinin 2010/39 Esas, 2010/35 sayılı kararı ile bu parseller hakkında davanın reddine dair hüküm verilerek bu parsellerin beyanlar hanesinin aynen tespitteki gibi bırakılmasına karar verildiği anlaşılmakla Kadirli 1. Kadastro Mahkemesinin 2010/39 Esas, 2010/35 sayılı kararının aynen icrasına karar verilmiş; hüküm, davacılar M.. ve H.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece temyize konu olan D.. Köyü 1.. ada 1262 ve 1263 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın 2924 sayılı Yasa’nın 11. maddesi ile aynı yasanın uygulanmasını göstermek amacıyla çıkarılmış yönetmeliğin 45. maddesi gereğince dinlenilme olanağı bulunmadığından, davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin kabul ve değerlendirmesinde isabet bulunmamaktadır. Aynı taşınmazlar hakkında mahkemenin 07.07.2010 tarihli önceki kararı ile aynı şekilde dava şartı yokluğundan davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş ve davacılar tarafından temyiz edilen karar Yargıtay Yüksek 20. Hukuk Dairesinin 27.01.2011 tarihli ve 2011/372 Esas 2011/892 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamında çekişmeli taşınmazların tespit maliki olan Hazineye husumetin yaygınlaştırılması gereği yanında, yürürlükte bulunan 5831 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ek madde 4. maddesi hükmü de göz önünde tutularak bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamına uyulmakla; davanın tarafları yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı gibi, mahkemeye de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma zorunluluğu doğar. Hal böyle olunca; mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun değişik ek madde 4. maddesi hükmü ile taraflar yararına oluşmuş usuli müktesep hak gözetilmeden, karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan çekişmeli 1.. ada 1262 ve 1263 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili hükümlerin BOZULMASINA,
2- Mahkemece temyize konu olan D..Köyü 1..ada 1265 ve 1266 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın, Kadirli 1. Kadastro Mahkemesinin 2010/39 Esas, 2010/35 Karar sayılı ilamının kesin hüküm oluşturacağı kabul edilerek kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabul ve değerlendirilmesinde isabet bulunmamaktadır. Önceki 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 237. maddesi ile halen yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303/1. maddesi gereğince, kesin hükümden söz edilebilmesi için, iki davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması zorunludur. Kullanım kadastrosu sırasında çekişmeli bu taşınmazlarda H.. M.. oğulları H.. ve H.. B.. kullanıcı ve muhdesat sahibi gösterilmiştir. Mahkemece kesin hüküm oluşturacağı kabul edilen dosyada bu tespitlere karşı, İ.. V.. tarafından dava açılmıştır. O davada, çekişmeli bu taşınmazlar yönünden davacı M.. B..’nın taraf sıfatı bulunmadığı gibi davalı H.. B.. ve davacı H.. B.. davalı sıfatıyla aynı tarafta yer almışlardır. Hal böyle olunca; mahkemenin, Kadirli 1. Kadastro Mahkemesinin 2010/39 Esas, 2010/35 Karar sayılı ilamının taraflar arasında kesin hüküm oluşturacağına ilişkin kabulünde isabet bulunmamaktadır. Kaldı ki; anılan dosyada davacı İ.. V..’nun dava sebebi kendi müstakil kullanım iddiası iken, bu dosyadaki davacıların iddiası ve dava sebepleri çekişmeli bu taşınmazların Hacı M.. B.. terekesine dahil olduğu şeklindedir. Hal böyle olunca; yerinde görülen davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan çekişmeli 101 ada 1265 ve 1266 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili hükmün BOZULMASINA,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.