Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/1123 E. 2013/1214 K. 22.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1123
KARAR NO : 2013/1214
KARAR TARİHİ : 22.02.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kadastro sonucu Karşıyaka Mahallesi 363 ada 3 parsel sayılı 630,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasete iştirak halinde davalılar …, … ve …, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; 363 ada 4 parsel sayılı 508,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 363 ada 5 parsel sayılı 960,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 363 ada 6 parsel sayılı 786,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise davalı … adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne; çekişmeli 363 ada 3 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfiyle gösterilen 299,34 metrekare yüzölçümündeki bölümü, 363 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (D) harfiyle gösterilen 474,60 metrekare yüzölçümündeki bölümü, 363 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamı ve 363 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (F) harfiyle gösterilen 772,74 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş: hüküm davacı Hazine temsilcisi ile davalılar …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 363 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (B), 363 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (D), 363 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (F) harfiyle gösterilen bölümleriyle 363 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamının Hazine adına oluşan tapu kaydı kapsamında kaldığı; 363 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (A), 363 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (C) ve 363 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (E) harfiyle gösterilen bölümlerin ise kayıt kapsamı dışında kaldığı; davalı tarafın 100-150 yıl zilyetliklerinin bulunduğu halde kayıt kapsamında kalan bölümlerle ilgili olarak yapılan temlik işlemlerinin ise Danıştay 8. Dairesi tarafından iptal edilmiş olduğu, bu nedenle 3402 sayılı Yasanın 46/1. maddesi göre Hazine adına tapu kaydı oluştuktan sona tahsis veya temlik edilmeyen taşınmazlar hakkında uygulanmayacağı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 46/1. maddesi, “4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.” hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına bu Yasa uyarınca (3402 sayılı yasa 14 vd. maddeleri) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde zilyetleri adına tescil edilmeleri gerekmektedir. Taşınmazların tespiti, 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına oluşan 27.12.1967 tarih ve 152 sıra numaralı tapu kaydının oluştuğu güne kadar, davalılar yararına satın alma yoluyla eklemeli olarak zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu belirtilerek yapılmıştır. Davalı taraf, savunmalarında aynı tespit nedenleri ileri sürmüşler ve Birinci Teşrin 1944 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydına dayanmışlardır. Mahkemece dayanak tapu kaydı ve tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmemiş ve yöntemince uygulanmamıştır. Hazinenin tapu kaydı kapsamı hakkında ise düzenlenmiş bir temlik cetveli bulunmadığı gibi tapu kaydı da davalı Hazine üzerinde bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Yasa’nın 46/1. maddesinin uygulanamayacağından söz edilemez. Doğru sonuca varabilmek için öncelikle, davalı tarafın dayandığı Birinci Teşrin 1944 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin ve varsa haritası ile davacı Hazinenin tutunduğu 27.12.1967 tarih ve 152 sıra numaralı tapu kaydının tesisine esas belirtmelik tutanağı araştırılmak, bulunması halinde toprak tevzi çalışmaları sırasında bu taşınmaz yönünden herhangi bir kayıt ya da belgenin uygulanıp uygulanmadığı belirlenmek, varsa tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmek, komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile tespit dayanağı kayıt ve belgeler celbedilmek suretiyle dosya ikmal edilmelidir. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, fen bilirkişisi, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler, taraf tanıkları, kadastro tespit bilirkişileri ve fen bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında davalı tapu kaydı ile varsa belirtmelikte gösterilen kayıtlar ayrıca davacı Hazinenin tutunduğu tapu kaydının haritası ile kadastro paftası, sabit noktalardan ölçekler eşitlenmek suretiyle zemine uygulanmalı, dava konusu taşınmazların tarafların tutundukları tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmelidir. Hazineye ait tapu kaydının dayanağı olan belirtmelik tutanağında tapu kaydının Hazine adına oluşum nedeni üzerinde durulmalı, buna göre taşınmazın öncesinin zilyetlik yolu ile iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davalı taraf ve bayilerinin maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, davacı Hazine tapusunun kapsamında kalan bölümler yönünden kaydın oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanununun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davalı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi uyarınca Hazine tarafından açılan davalarda, Hazine lehine yargılama giderine hükmedilmemesi gerekirken; hükmün 3 ve 4. fıkralarında, Hazine lehine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.