YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10873
KARAR NO : 2013/13757
KARAR TARİHİ : 30.12.2013
MAHKEMESİ : İCRA MAHKEMESİ
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık …’un beraatine ve İİK’nın 89/4. maddesince talep edilen tazminatın reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Bozma ilamından önce alınan 15.05.2009 tarihli bilirkişi raporunda “bankaya yatırılmak üzere …’a verilen paraların şirket kasasına ödenmiş gibi gösterilerek tekrar … tarafından kasadaki diğer paralarla birlikte şirket kasasından çekilmiş olarak gösterilmiş olduğu dolayısıyla şirket ortaklarının borç toplamı olan 95.000 TL paranın şirket kasasına değil, şirket ortağına ödenmiş olduğu bu nedenle adı geçen ortakların şirketten aldıkları para kadar borcunun devam etmesi gerektiği” belirtilmesine rağmen, bozma ilamından sonra düzenlenen 22.01.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda sanık …’un ortağı bulunduğu borçlu şirketten aldığı 40.000,00 TL’yi 20.01.2007’de şirket kasasına nakden ödediği, sanığın yaptığı tahsilat işleminin şirket yevmiye ve kebir defterine kaydedildiği, şirketin sanıktan alacağını ve tahsilatını şirket aktifine ve muhasebe kayıtlarına dahil etmiş bulunduğu, sanığın ortağı olduğu şirkete borç ve faiz ödemelerine ait makbuz, belge ya da dekontunun bulunmamasına rağmen, şirketin 40.000,00 TL alacağını belgesiz olarak kasaya tahsil ederek kendi alacağını tutmakla yükümlü olduğu kendi defter kayıtlarında kapatmış olması nedeniyle borçlu şirketin 31.12.2007 tarihli bilançosunda sanık …’dan herhangi bir alacak kaydı görülmediği, böylece sanığın borçlu şirkete borcunun bulunmadığının” belirtilmesi nedeniyle iki bilirkişi raporu arasında çelişki olduğu gözetilmeden ve bu çelişki giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca 3 kişilik yeminli mali müşavir heyetinden çelişkiyi giderir şekilde rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün kısmen istem gibi BOZULMASINA, 30.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.