Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/10629 E. 2013/10884 K. 15.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10629
KARAR NO : 2013/10884
KARAR TARİHİ : 15.11.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … Köyü çalışma alanında bulunan 113 parsel sayılı taşınmazın batısında kalan ve tescil harici bırakılan taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla Hazine adına tescili için dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 ve 298. maddeleri, kararın “gerekçe” içermesini zorunlu kılmaktadır. Anılan maddeler uyarınca gerekçe, “iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermelidir. Başka bir deyişle gerekçe; hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Somut olayda mahkemece, bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 944,33 metrekarelik bölümün davacı … adına kayıtlı 766 ada 1 sayılı parselden ifraz edilen 27 sayılı parsel içerisinde kaldığı, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 9108,46 metrekarelik bölümün ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18/1. maddesine göre tescil koşulları oluşmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporunda çekişme konusu olan ve (A) harfi ile gösterilen bölümün 38.668,386 metrekare, (B) harfi ile gösterilen bölüm ise 9589,035 metrekare yüzölçümlü ve kadastro sırasında taşlık olması nedeniyle tespit harici bırakılan taşınmaz olduğu belirtilmiştir. Bu durumda gerekçeli kararın dosya kapsamına ve teknik bilirkişi raporuna uygun olduğu söylenemez. Gerekçeli karar ile dosya içeriği arasında çelişki yaratılması, adalete güven ilkesini zedelediği gibi Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı prensibine, usul ve yasa hükümlerine aykırılık teşkil eder. Davacı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 15.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.