Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/10522 E. 2014/93 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10522
KARAR NO : 2014/93
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : KARAYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/3-2013/59

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu A.. İ..Köyü çalışma alanında bulunan ..ada 68 parsel sayılı 28661,63 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle Z.. K.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili, taşınmazın, davacıya ait tapu kaydının miktar fazlası olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın mera olduğu, zilyetlikle iktisap edilemeyeceği kabul edilerek karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı Hazine, kadastro sırasında … ada 68 ve 240 parsel sayılı taşınmazlara uygulanan toprak komisyonunca oluşturulmuş 2000 metrekare yüzölçümündeki 7.2.1959 tarih 54 sıra numaralı tapu kaydının değişebilir hudutlu olup, miktarı ile geçerli olduğunu, tapu kayıt miktarı olan … ada 240 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescili gerektiği halde Hazine adına, tapu kayıt miktar fazlası olan davaya konu taşınmazın ise Hazine adına tespit edilmesi gerekirken davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürmüştür. Davalı dayanağı tapu kaydı toprak komisyonunca oluşturulmuş olup, kapsamının 3402 sayılı Yasa’nın 20/A maddesi uyarınca haritasının uygulanması suretiyle belirlenmesi gerekli olduğu halde, usulüne uygun şekilde kapsam belirlenmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde Mahkemece, sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahallinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları, zirai bilirkişi ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında öncelikle, uzman teknik bilirkişi eliyle haritası zemine uygulanarak davalı dayanağı tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli, haritasının uygulanamaması durumunda davalının dayandığı tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve sürdürülüş biçimi tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 27.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.