Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2013/10358 E. 2013/10586 K. 11.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10358
KARAR NO : 2013/10586
KARAR TARİHİ : 11.11.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında ….. Köyü çalışma alanında ve … ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 876 parsel sayılı 650 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 168 ada 63 parsel numarasıyla ve 970 metrekare olarak, eski 355 parsel sayılı 8.100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 168 ada 64 parsel numarasıyla ve 8.786,15 metrekare olarak tespit edilmiştir. Davacı, … ve … 22/a madde uygulaması ile dava konusu taşınmazın sınırında bulunan eski 357 parsel sayılı 42.350 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 168 ada 12 parsel numarasıyla ve 41.509,79 metrekare olarak ve 356 parsel sayılı 3.350 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 168 ada 13 parsel numarasıyla ve 3.614,49 metrekare olarak tescil edildiğini ve parsellerin sınırının değiştiğini, bu değişmenin davalı 168 ada 63 ve 64 parselden kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacılara ait 168 ada 12 parsel sayılı taşınmazda 1/3 hisse ile dava dışı …..’in de pay sahibi olduğu; ancak ……’ın dava açmadığı belirtilerek davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz
Mahkemece dava konusu taşınmazların müşterek mülkiyete konu olduğu, dava açabilmek için tüm maliklerin davada taraf olması gerektiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava mülkiyete yönelik olarak değil uygulama kadastrosu ile oluşan sınırların hatalı olduğu iddiasına dayalı olarak açılmıştır. Türk Medeni Kanununun paylı mülkiyeti düzenleyen 693. maddesinde paydaşlardan her birinin bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen isteyebileceği düzenlenmiştir. Hal böyle olunca paydaşlardan birinin davada taraf olması yeterli olup tüm paydaşların davacı olmasına gerek yoktur. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, dava konusu 168 ada 13 parsel sayılı taşınmazın malikinin müstakilen davacı … olduğu dikkate alınmadan hüküm kurulması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
11.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.