Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/9384 E. 2012/10738 K. 13.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9384
KARAR NO : 2012/10738
KARAR TARİHİ : 13.12.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında İncigez Köyü çalışma alanında bulunan 152 ada 1 parsel sayılı 3.363,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın davacı … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı … vekilinin temyizine gelince; mahkemece çekişmeli taşınmazın mülk edinilme koşullarının davacı … yararına oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaza ilşkin ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan tescil davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulü ile 3.050,20 metrekare olarak tespit edilen taşınmazın davacı … adına tesciline karar verilmiş, verilen kararın temyizi üzerine öncesinde, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 01.04.2008 tarih ve 2008/1501-1823 sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmişse de davalı … vekilinin karar düzeltme talebi üzerine aynı Dairenin 14.07.2008 tarih ve 2008/3634-3919 sayılı ilamıyla önceki onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş olmakla ortada davacı taraf yararına kazanılmış hak durumu bulunmamaktadır. Bununla birlikte mahkemenin ilk kararında dava konusu taşınmaz 3.050,20 metrekare olarak tespit edilmişken, kadastro tespitinde burası 152 ada 1 parsel adı altında 3.363,01 metrekare olarak ölçülmüştür. Mahkemece, davalı …’nün savunmaları ile dosyadaki diğer eksiklikler dikkate alınmadan görevsiz mahkemece yapılan yargılama doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Bu kapsamda, kadastro sonucu oluşan çekişmeli 152 ada 1 parsel sayılı taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tutanak örnekleri ve dayanakları belgeler ile dava konusu yere ilişkin davalı …’nün dayanağı tapu kaydının oluşumuna esas Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kamulaştırma dosyası getirtilmediği gibi, dosyaya son olarak sunulan 09.05.2007 tarihli fen bilirkişi ek raporunda, davalı …’nce keşif sonrası ibraz edilen kamulaştırma belgelerine istinaden gerekli yüzölçüm hesaplamasının yapılabilmesi için mahallinde ilave ölçüm yapılması gerektiğine ilişkin tespit de göz ardı edilmiştir. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle çekişmeli 152 ada 1 parsel sayılı taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tutanak örnekleri ve dayanakları belgeler ile dava konusu yere ilişkin davalı …’nün dayanağı tapu kaydının oluşumuna esas Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kamulaştırma dosyası getirtilerek dosya keşfe hazır hale getirilmeli, usulünce belirlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarıyla birlikte uzman bilirkişiler huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında öncelikle, uzman teknik bilirkişi eliyle davalı …’nün dayanağı tapu kaydının haritası zemine uygulanarak tapu kaydının kapsamı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli, tapu kaydının haritasının uygulanamaması durumunda ise, dayanak tapu kaydının sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yetersiz araştırma ve uygulama ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı … vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün adı geçen taraf yönünden BOZULMASINA, 13.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.