Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/93 E. 2012/4003 K. 03.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/93
KARAR NO : 2012/4003
KARAR TARİHİ : 03.05.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 116 ada 21, 132 ada 19, 132 ada 26, 137 ada 6, 137 ada 11 parsel sayılı 2025.78, 286.92, 311.44, 134.16 ve 1320.02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit edilmiştir. Davacı …, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli parsellerin davacı ve davalı murisi …’nin mahkemece düzenlenen 9.11.2010 tarihli mirasçılık (veraset) belgesindeki payları oranında 1/4 …, 1/4 …, 1/4 Sezai Abinikli, 1/4 … adına tesciline, 132 ada 19 nolu parselde bulunan kargir 3 katlı evin …’ye ait olduğunun, kütüğün beyanlar hanesine şerh düşürülmesine karar verilmiş; hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki; çekişmeli taşınmazların öncesinin davacı ve davalının babası …’ye ait olduğu, yirmi yılı aşkın bir süredir zilyet ve tasarrufunda bulunduğu 1.1.2000 tarihinde ölümü ile mirasçıları olan eşi …’tan olma oğulları …’den olma oğlu davacı …’e intikal ettiği, mirasçılar arasında yapılmış usulüne uygun bir taksim bulunmadığı anlaşılmakta olup, mahkemenin buna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, murisin sağ eşi … da yine dosyadaki kayıt ve belgelerden anlaşıldığı üzere 4.7.2009 tarihinde ölmüş olup; muris …’in ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 444. maddesi gereğince miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olan sağ kalan eş …’ın 1/4 oranındaki miras payının oğulları…’ye intikal ettiği, davacı …’in, …’tan pay alamayacağı, buna göre davacı …’in pay oranının 1/4’den az, …’nin pay oranlarının ise ayrı ayrı 1/4’den daha fazla olacağı kuşkusuzdur. Buna rağmen, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi gereğince …. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından davacıMuammer’in başvurusu ile verilen, dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulan ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan 12.5.2010 tarihli mirasçılık (veraset) belgesinde pay oranları yanlış gösterildiği gibi, talepte bulunulmadığı halde mahkemece Kadastro Kanunu’nun 25. maddesi gereğince yeniden düzenlenip karara dayanak yapılan veraset ilamında belirlenen paylar da, (davacı …’e fazla; …’ye az pay verilmesi nedeniyle) hatalıdır. Öte yandan, yöntemine uygun biçimde iptaline karar verilmediği için ayakta olan veraset ilamı bulunduğu halde kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kanunun 25. maddesi gereğince yeniden mirasçılık (veraset) belgesi düzenlenmesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca, hasımsız bir davada verilen karar o davada yer almayanlar bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğine ve çekişmesiz yargı sonucu alınan mirasçılık (veraset) belgesinin değiştirilmesi veya iptali için hukuki yararı bulunanlar tarafından iptal davası açılabileceğine göre pay dağılımını yanlış belirleyen… Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 12.5.2010 tarihli mirasçılık (veraset) belgesinin iptali yönünden dava açması için davalı …’a önel verilmeli; dava açıldığında tüm mirasçıları bağlayacak şekilde verilecek yeni mirasçılık belgesindeki payları uyarınca taşınmazın, muris …’in mirasçıları adına tesciline karar verilmelidir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.