Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/8523 E. 2012/9841 K. 22.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8523
KARAR NO : 2012/9841
KARAR TARİHİ : 22.11.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Karacaören Köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 1 parsel sayılı 10.611,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tespiti sırasında uyuşmazlık çıktığından, konu Kadastro Komisyonuna intikal etmiş, Kadastro Komisyonunca malikin Kadastro Mahkemesince belirlenmesi için yetkisizlik kararı verilerek tutanak ve ekleri Salıpazarı Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Salıpazarı Adliyesi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 15.06.2012 tarih ve 347 sayılı kararı ile kapatılarak Çarşamba Adliyesi ile birleştirilmiştir. Salıpazarı Kadastro Mahkemesince adliyenin kapatılmasından önce 11.06.2012 tarihli 13. celsede duruşma 30.07.2012 gününe ertelenmiştir. Çarşamba Kadastro Mahkemesince taraflara duruşma gün ve saati tebliğ edilmeksizin 30.07.2012 günü duruşma açılarak yapılan yargılama sonunda çekişmeli parselin davacı … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 15.06.2012 tarih ve 347 sayılı kararı ile Salıpazarı Adliyesinin kapatılarak Çarşamba Adliyesi ile birleştirildiği ve önceden belirlenen tarihte duruşma açıldığı, tarafların kendilerini davada vekille temsil ettirdikleri, taraf vekillerinin … Barosuna bağlı avukatlar olmaları nedeniyle duruşma yerinin bilinememesinin mazur görülmediğinden söz edilerek, duruşma yer ve günü taraf vekillerine tebliğ edilmeksizin esas hakkında hüküm kurulmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 28/1. maddesinin son cümlesi “Hakim, duruşma gününü taraflara Tebligat Kanunu hükümlerine göre re’sen tebliğ eder” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca mahkemece, tarafların re’sen duruşmaya davet edilmeleri gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi anılan yasa hükmüne aykırı olduğu gibi, usulen duruşma gününden haberdar edilmeksizin yargılamaya son verilip esas hakkında hüküm kurulması “hukuki dinlenilme hakkının” da ihlalini teşkil eder. Usul hükümleri bertaraf edilerek karar tesisi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 22.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.