Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/8320 E. 2012/11940 K. 31.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8320
KARAR NO : 2012/11940
KARAR TARİHİ : 31.12.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Seydiler Köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 2 parsel sayılı 17.149,61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmaz üzerindeki iki adet ahırın …’ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar, çekişmeli taşınmazda kendi zilyetliklerinin de bulunduğunu belirterek, adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, ayrı ayrı açılan davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davacılar … ve … ile birleşen dosya davacıları … ve …’ın davalarının kısmen kabulüne, dava konusu 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile teknik bilirkişi …’ın 15.02.2012 havale tarihli raporunda (C) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ham toprak ve çalılık niteliği ile … adına tapuya tesciline, taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin kaldırılmasına, (A) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği ile tespiti gibi … adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine “…kızı … tarafından kullanılmaktadır” şerhinin yazılmasına, (B) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği tespiti gibi … adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine “…kızı … tarafından kullanılmaktadır” şerhinin yazılmasına, (D) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği ile tespiti gibi … adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine “…oğlu … tarafından kullanılmaktadır” şerhinin yazılmasına, (E) harfi ile gösterilen 3.203,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla niteliği ile tespiti gibi … adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine “…kızı … tarafından kullanılmaktadır” şerhinin yazılmasına, fen bilirkişi raporunda (YOL) ibaresiyle işaretlenen 1.134,61 metrekare yüzölçümündeki bölümünün haritasında yol olarak gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı … ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporlarında (A), (B), (D) ve (E) harfleriyle gösterilen bölümleri ile haritasında yol olarak gösterilmesine karar verilen bölümüne ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- Davacı … ‘ın, çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece bu bölüm yönünden Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmediğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi değerlendirme de usul ve yasaya uygun değildir. Dava, 3402 sayılı Yasa’nın Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna ve kullanıcı şerhine ilişkindir. Anılan madde uyarınca, kullanıcı şerhi verilebilmesi için 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşulların gerçekleşmesi aranmamakta, taşınmazın “fiili kullanımda” olması ya da taşınmaz üzerinde muhdesat bulunması yeterli görülmektedir. Hiç şüphesiz ki söz konusu kullanımın, ekonomik amacına uygun ve taşınmaz üzerinde fiili hakimiyet sağlandığı kanaatini oluşturacak nitelikte bulunması zorunludur. Mahkemece, değerlendirmede yanılgıya düşülmesi isabetsiz olduğu gibi, bu bölümü yönünden kullanım durumu da kesin olarak saptanmamış, ziraatçi bilirkişiden keşfi denetlemeye elverişli nitelikte ayrıntılı rapor alınmamıştır. Hatalı değerlendirme ve eksik araştırmayla karar verilemez. O halde, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve tarafların delil listelerinde isimleri yazılı tanıklar ve ziraatçi bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmaz üzerinde fiili hakimiyet tesis edilip edilmediği, kullanım varsa ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususlarında bilirkişi ve taraf tanıklarından olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ziraatçi bilirkişiden varsa taşınmazın fiilen kullanılan bölümlerini tespit ederek kullanımın ne şekilde olduğu ve bu bölümlerin toprak yapısı ve bitki örtüsü hakkında ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisinden çekişmeli taşınmaz bölümünü ve varsa bu bölüm içinde fiilen kullanılan alanları gösterir ve keşfi izlemeye imkan verir şekilde rapor ve harita tanzim etmesi istenmeli, kullanım şerhi verilebilmesi için fiili hakimiyet ve ekonomik amaca uygun kullanımın yeterli bulunduğu, Kadastro Kanunun 14. maddesinde yazılı tüm koşulların gerçekleşmesinin aranmadığı göz önünde tutulmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacı … ‘ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükmün BOZULMASINA, 31.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.