Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/7591 E. 2012/11823 K. 31.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7591
KARAR NO : 2012/11823
KARAR TARİHİ : 31.12.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 17.11.2009 gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen … vekili Avukat … geldi. Gelen tarafın yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 147 ada 12 parsel sayılı 20.901,43, 147 ada 31 parsel sayılı 3.291,93, 147 ada 34 parsel sayılı 3.349,06 ve 148 ada 76 parsel sayılı 17.002,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, ifraz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Köy Tüzel Kişiliği adına tesbit edilmiştir. Davacı Köy Tüzel Kişiliği, yasal süresi içinde tapu kaydı, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların davacı … Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların davacı … Köyünde oturan kişiler tarafından kayıt malikinden satın alınıp Köy Tüzel Kişiliğine bağışlandığı, Naipli Köyünün zilyetliğinde olan taşınmaz üzerinde davacı Köy yararına 3402 Sayılı Yasa’nın 13/B-b maddesindeki koşulların gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme hükme yeterli bulunmamaktadır. Tarafların dayanakları olan tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmemiş, revizyon durumu araştırılmamış, kayıtlar yapılan keşifte mahalline yöntemince uygulanmamıştır. Taşınmazların başında icra edilen keşif sırasında alınan ağırlıklı beyanlara göre davaya konu olan taşınmazların davacı taraftça kullanıldığı ifade edilmiş olmasına rağmen davalı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının maliklerinin tümüne ait nüfus kayıtları dosyaya getirtilmemiş, tapu kaydının intikalleri ve tapu kaydı maliklerinin ölüm tarihi ve kullanım durumu nazara alındığında kaydın hukuki kıymetini kaybedip kaybetmeyeceği zilyet olan davacı taraf yararına 3402 sayılı Kanun’un 13/B-c maddesinde öngörülen şartların oluşup oluşmadığı yeterince araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Doğru sonuca ulaşmak için; çekişmeli taşınmazların tespit dayanağı ve davalı taraf dayanağı olan 11 Mart 1940 tarih 36 numaralı tapu kaydı ve davacı … Köyünün dayanağı olan 19.09.1968 tarih 6 ve Eylül 1968 tarih 5 numaralı tapu kayıtları varsa haritası ve oluşum belgeleri ile birlikte tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler yardımı üç kişiden oluşan fen bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında varsa tarafların dayanağı olan tapu kayıtlarının haritası uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmelidir. Ancak tapu kayıtlarının krokisi zemine uygun değilse ve uygulama kabiliyeti yok ise tapu kayıtlarının sınırlarına itibar edilmelidir. Tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Davacı dayanağı olan 19.09.1968 tarih 6 ve Eylül 1968 tarih 5 numaralı tapu kayıtları ile davalı dayanağı olan 11 Mart 1940 tarih 36 numaralı tapu kayıtları ile tedavüllerinin hangi parsellere revizyon gördüğü de araştırılmalıdır. Keşif icrası sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tapu kayıtlarının ihdası, intikali, intikal sırasında hudutlarda ve miktarda değişiklik varsa bu değişikliğin nedeni, hudutların arz ettikleri özelliklerle taşınmazları kimin hangi tarihten bu yana ne sıfatla tasarruf ettiği hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Davalının dayandığı tapu kaydının hukuki kıymetini yitirip yitirmediği hususu üzerinde durulmalıdır. Davalı dayanağı olan tapu kaydının revizyon gördüğü parsellerden hükmen kesinleşenler varsa bu dosyalardaki kayıt uygulaması tespit tapu kaydına kapsam tayin edilirken göz önünde bulundurulmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberinde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 31.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.