Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/6885 E. 2012/8635 K. 01.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6885
KARAR NO : 2012/8635
KARAR TARİHİ : 01.11.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … köyü kadastro çalışma alanı içerisinde kalan 106 ada 11 parsel sayılı 1007,14 metrekare, 112 ada 3 parsel sayılı 655,20 metrekare ve 116 ada 2 parsel 797,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tesbit edilmiştir. Davacı …, 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/2’şer hisse itibariyle davalı … ve … adına diğer taşınmazların kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ise 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendi adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 112 ada 3 sayılı parselin uzman fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 358,84 metrekare kısmının davacı … adına, aynı krokideki (A) harfi ile gösterilen 296,36 metrekare kısmının tespit gibi tesciline, çekişmeli diğer parsellerin davacı … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece temyize konu 106 ada 11, 116 ada 2 sayılı parseller ile 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazın uzman fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün davacıya ait olduğu, davalı …’e bağışlandığının kanıtlanamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yetersizdir. Taşınmazların öncesinin davacı …’e ait olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacı …’in tapusuz taşınmazların zilyetliğini bağış suretiyle davalı oğlu …’e devredip devretmediği noktasında toplanmaktadır. Dinlenilen mahalli bilirkişi …ile davalı tanığı …, davacının taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığını ancak kadastro tespitleri sırasında problem çıktığını beyan etmişler, diğer taraf tanıklar ise paylaştırmayı bilmediklerini ifade etmişlerdir. Öte yandan 116 ada 2 parsel sayılı ve 106 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ağaçların da davalı … tarafından dikildiği de bir kısım beyanlarda ifade edilmiştir. Bu durumda kadastro tespitinden evvel, tapusuz taşınmazların zilyetliğinin devredilmesi suretiyle mülkiyetinin davalı tarafa geçip geçmediği konusunda çelişki bulunmaktadır.
Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, taşınmazların bulunduğu yeri iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve tarafsız mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ile daha önceden dinlenilen tüm taraf tanıkları ve mahalli bilirkişi ile ziraat ve fen bilirkişisi refakatinde yeniden taşınmazlar başında keşif yapılmalı, davacının temyize konu 106 ada 11, 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ile 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazın uzman fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün zilyetliğini kadastro tespitinden önce davalıya devredip devretmediği, davalı …’in taşınmazlar üzerinde ne kadar süre ile zilyet olduğunun, zilyetliğinin malik sıfatıyla olup olmadığının sorulup, daha önce dinlenilen tüm tanıklar ve dinlenilmeyen tespit bilirkişisi Mehmet Akça da dinlenilerek beyanları arasında oluşacak çelişkiler giderilmeli, 116 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile 106 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşı, cinsi, konumu belirlenmeli, bu ağaçların ne zaman kimin tarafından kim adına dikildiği duraksamaya yer vermeyecek şekilde sorulup belirlenmeli, yine 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazın temyize konu olmayan ve uzman fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü ile temyize konu (B) harfi ile gösterilen bölümü arasında ayırıcı bir sınırı olup olmadığı, etrafının çevrili olup olmadığı, etrafı çevrili ise ev ile birlikte çevrilmiş olup olmadığı açıkça belirlenmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 19/2. maddesinin uygulanma yeri bulunup bulunmadığı da tartışılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 01.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.