Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/6054 E. 2012/9386 K. 14.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6054
KARAR NO : 2012/9386
KARAR TARİHİ : 14.11.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Çengeldere Mahallesi çalışma alanında bulunan 1471 ada 23 parsel sayılı 1438,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmaz ve üzerindeki 3 katlı kargir ev ve deponun 20 yıldan beri … oğlu …’un fiili kullanımında olduğu ve taşınmazın 345,49 m2 lik kısmının dere mutlak alanında kaldığı şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, çekişmeli parselin üzerinde 150 m2 oturumlu 5 katlı bina ve bu binaya bitişik 70 m2 iki katlı bina ve arsa içerisinde 90 m2 depo olduğunu, tespit tutanağında lehine zilyetlik şerhi verildiğini ancak çekişmeli parselin ve içerisindeki taşınmazların …, … ve … tarafından kullanıldığını belirterek, çekişmeli taşınmazın tespit tutanağının düzeltilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tespit gibi 2/B vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde “iş bu taşınmaz ve üzerindeki 3 katlı kargir ev ve depo 20 yıldan beri … oğlu …’un fiili kullanımındadır ibaresinin kaldırılarak yerine “iş bu taşınmaz ve üzerinde 5 katlı bina ve bu binaya bitişik 2 katlı bina ve deponun bulunduğu 5 katlı binanın zemin katı … kızı …’ın, birinci katı … oğlu …’un, 2. katı … oğlu …’un, 3. katı … oğlu …’un, 4. katı … oğlu …’un,, 5 katlı binaya bitişik ek binanın 1. katı … oğlu …’un, 2. katı … oğlu …’un fiili kullanımında olup, depo ve binalar dışında kalan arazinin kullanımı ise yukarıda isimleri geçenlerin müştereken fiili kullanımındadır” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … adına Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı …’nü temsilen Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Mahkemece tespit gibi … İlçesi, Çengeldere Mah.1471 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 2/B vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davanın kabulü ile … İlçesi, Çengeldere Mah. 1471 ada 23 parsel sayılı 1438,00 m2’lik taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde “İş bu taşınmaz ve üzerindeki 3 katlı kargir ev ve depo 20 yıldan beri … oğlu …’un fiili kullanımındadır” ibaresinin kaldırılarak yerine “İş bu taşınmaz ve üzerinde 5 katlı bina ve bu binaya bitişik 2 katlı bina ve deponun bulunduğu, 5 katlı binanın zemin katı … kızı …’ın, l.katı … oğlu …’un, 2.katı … oğlu …’un, 3.katı … oğlu …’un, 4.katı … oğlu …’un, 5 katlı binaya bitişik ek binanın l.katı … oğlu …’un, 2.katı … oğlu …’un fiili kullanımında olup, depo ve binalar dışında kalan arazinin kullanımı ise yukarıda isimleri geçenlerin müştereken fiili kullanımındadır” şeklinde düzeltilmesine, karar verilmiş ise de; dava 3402 sayılı kadastro kanununun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanununun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2’nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adma orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 ‘inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi ya da kişilere aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas, 2010/86 sayılı Kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK’nun 179/1. maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. Dava, tutanağın beyanlar hanesinde kullanıcı adının düzeltilmesi istemi ile açılmış olup, davanın niteliğine göre, husumetin Hazine’ye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır. O halde mahkemece temsilcide yanılma hali re’sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine’ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine’ye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.