Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/5918 E. 2012/9375 K. 14.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5918
KARAR NO : 2012/9375
KARAR TARİHİ : 14.11.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Yavuz Selim Mahallesi çalışma alanında bulunan 1776 ada 16 parsel sayılı 595.40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmaz bahçe üzerindeki 3 katlı kargir ev 15 yıldan beri … oğlu …’ın kullanımında olduğu şerhi verilerek arsa niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, çekişmeli parselin tespit tutanağında lehine zilyetlik şerhi verildiğini ancak soyadının Abanoz olduğu halde Yıldız olarak tespit edildiğini belirterek, çekişmeli taşınmazın tespit tutanağının düzeltilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinin “İş bu taşınmaz bahçe üzerindeki 3 kati Kargir ev 15 yıldan beri … oğlu …’ın kullanımındadır.” yerine “İş bu taşınmaz bahçe üzerindeki 3 katlı Kargir ev 15 yıldan beri … oğlu …’un kullanımındadır.” olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı …’nü temsilen Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Mahkemece, davanın kabulü ile Beykoz İlçesi, Yavuz Selim Mah. 1776 ada 16 parsel sayılı 595,40 m2’lik taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine “İş bu taşınmaz bahçe üzerindeki 3 katlı kargir ev 15 yıldan beri … oğlu …’ın kullanımındadır” yerine “İş bu taşınmaz bahçe ve üzerindeki 3 katlı kargir ev 15 yıldan beri … oğlu …’un kullanımındadır” olarak düzeltimesine karar verilmiş ise de; dava 3402 sayılı kadastro kanununun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanununun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2’nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11’inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi ya da kişilere aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas, 2010/86 sayılı Kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK’nun 179/1. maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. Dava, tutanağın beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemi ile açılmış olup, davanın niteliğine göre, husumetin Hazine’ye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır. O halde Mahkemece temsilcide yanılma hali re’sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine’ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine’ye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.