Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/3370 E. 2012/4864 K. 04.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3370
KARAR NO : 2012/4864
KARAR TARİHİ : 04.06.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 401 parsel sayılı 59150 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Kadastro Komisyonunca …’in itirazının reddine karar verilmiş; tutanak ve ekleri 3402 sayılı Yasa’nın 10. maddesi uyarınca aynı kuvvette iki tapu kaydının bulunması nedeni ile malikinin belirlenmesi için Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Davacı …, tapu kaydına, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, aktarılan dava dosyası ile davacı …’ın davası birleştirilerek ve usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı … mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacı …’in dayandığı, tescil ilamı ile oluşan tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı, tescil ilamı ile oluşmuş 17/3/1989 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydına, davalı Hazine ise 18/12/1953 tarih ve 93 sıra numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31/12/1979 tarih ve 1977/180-1979/365 sayılı tescil ilamından davacı dayanağı tapu kaydının tescil krokisi olduğu ve davalı Hazine’nin de bu davada taraf olarak yer aldığı anlaşılmasına rağmen bu tescil ilamının haritası getirtilerek mahkemece yöntemince tapu kaydının kapsamı tayin edilmemiştir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, davacının dayanağı olan tapu kaydının tescil krokisinin ilgili kurumlardan ve Hazine’den sorulup araştırılarak, temin edildiğinde Hazine’nin dayanağı olan tapu kaydı ile birlikte 3402 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde mahallinde yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler aracılığı ile yöntemince uygulanmalı, tapu kayıtlarının kapsamları kesin olarak belirlenmeli, tescil haritasının bulunamaması halinde ise yerel bilirkişiler ile yine aynı yöntemle belirlenecek tanıklar yardımı ile davacının dayanağını oluşturan tapu kaydı ve davalı Hazine’nin dayanağı olan tapu kaydı, mevki ve sınırları okunmak suretiyle uygulanmalı, kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilerce zeminde göstertilmeli, gösterilen hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup da yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, böylelikle değişebilir sınırlı tapu kaydının kapsamı sabit sınırlardan başlanmak suretiyle miktarına göre belirlenmelidir. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, tapu kaydı hudutlarının arz ettiği özellikler ve taşınmazın tasarruf şekli hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanmasına ilişkin beyanlarının zemine uygunluğu, komşu parsellere ait tutanakların edinme sebepleri ve dayanaklarıyla denetlenmelidir. Tarafların dayandığı tapu kayıtlarının iç içe geçmeleri halinde davacı tarafın dayandığı tapu kaydının, Hazinenin ve davacı …’ın satıcısı olan …’in taraf olduğu tescil ilamı ile oluşmuş olması nedeni ile Hazine ve davacı … yönünden bağlayıcı olup, kesin hüküm teşkil edeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Davacı …’in satıcısı … lehine 57.100 metrekare için tapu kaydı oluşturulmuş ise de kaydın dayanağı olan Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31/12/1979 tarih ve 1977/180-1979/365 sayılı ilamı 50.000 metrekare yönünden … adına tescile ilişkin olup 7.100 metrekarelik bölüm yönünden feragat nedeniyle red kararı verilmiş olması nedeniyle bu miktar yönünden Hazine lehine kazanılmış hak oluştuğu göz önünde bulundurularak tescil ilamındaki 50.000 metrekarelik bölüm belirlenerek, bu bölümün davacı adına, fazlasının ise sözü edilen ilam ve tapu kaydının oluştuğu tarih ile kadastro tespit tarihi olan 20/7/1981 arasında 20 yıllık sürenin oluşmaması nedeniyle Hazine adına tesciline karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, 04.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.