Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/2409 E. 2012/3326 K. 09.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2409
KARAR NO : 2012/3326
KARAR TARİHİ : 09.04.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 118 ada 26 parsel sayılı 7160,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın kaçak ve yitik şahıslardan kaldığını ve 1936 yılı umumi tahririnde Hazine adına kayıtlı bulunduğu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kalan yerlerden olmadığı, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Ancak, çekişmeli taşınmazın sınırında mera parseli bulunmaktadır. Mahkemece yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamış ve çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığı belirlenmemiş, çekişmeli taşınmaza komşu 118 ada 39 parsel sayılı taşınmazın tutanak örneği dosya içerisine alınmamıştır. Eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için çekişmeli taşınmaza komşu 118 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kesinleşme durumunu da belirtecek şekilde kadastro tutanağının onaylı örneği ile tespitinin dayanağı olan belgelerin, tespiti kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, davalı ise düzenlenecek dosya inceleme tutanağının, hükmen kesinleşmiş ise mahkeme ilamının onaylı örneğinin getirtilerek dosya içine alınması, mahallinde, yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan çevre köyler halkından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraflarca aynı yönteme göre bildirilecek tanıklar, ziraat mühendislerinden oluşacak üç kişilik uzman ziraatçi bilirkişi kurulu ve uzman fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte, yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, sınırında bulunan mera parselinin devamı niteliğinde olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte ve nasıl başladığı, zilyetliğin kimden kime ve hangi sebeple intikal ettiği, ne şekilde kullanılageldiği hususunda olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, çekişmeli taşınmazın keşif sırasında gözlenen nitelikleri tutanağa geçirilmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tespit tutanağında yazılı edinme sebebiyle farklı sonuç doğurması halinde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenmesi gereği düşünülmeli ve beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler giderilmeye çalışılmalıdır. Ziraatçi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü, eğimi gibi niteliğini etkileyen özellikleri, mera parseli ile niteliklerinin benzeşip benzeşmediği, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazın mera ya da meradan açılan bir yer olup olmadığı hususlarında somut verilere dayanan taşınmazın sınırlarını da gösterecek şekilde çekilen fotoğraflarla desteklenen ayrıntılı alınmalıdır. Fen bilirkişisinden keşfi izlemeye olanak tanır, mera taşınmazı ile çekişmeli taşınmaz arasında eğim farkı varsa yan kesit krokisi ile bu durumu gösterir şekilde rapor ve harita düzenlemesi istenmelidir. Komşu taşınmazlardan aynı nedenle davalı olanlar hakkında verilen hükmün, taşınmazın niteliği bakımından dava konusu taşınmazla ilgili davayı da etkileyceği, taşınmazın öncesinin mera olması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan şekilde bir araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.