Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/2367 E. 2012/3395 K. 12.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2367
KARAR NO : 2012/3395
KARAR TARİHİ : 12.04.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 134 ada 7 parsel sayılı 14120,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar … ve … adlarına eşit paylarla tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kaldığı, 1936 yılı umumi tahririnde Hazine adına kayıtlı bulunduğu ve Hazine’ye ait yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kalan yerlerden olmadığı ve davalı tarafın taşınmaz üzerinde 20 yılı aşan zilyetliğinin bulunduğu toplanıp, değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Ne var ki, davalı yararına edinme koşullarının gerçekleştiğinden söz edilebilmesi için taşınmazın niteliğinin zilyetlikle kazanıma elverişli yerlerden olması gereklidir. Çekişmeli 134 ada 7 parsel sayılı taşınmazın sınırında kadastro tespiti kesinleşmiş olan 134 ada 13 sayılı mera parseli bulunduğu halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parselinin kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı ve taşınmazın meradan açılmış olup olmadığının araştırılmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmazın bulunduğu yerde varsa mera tahsis kararı, ekleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, mera tahsis kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz ile komşu 134 ada 13 sayılı mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı bir unsurun bulunup bulunmadığı taşınmazın sınırlarında zaman içinde meraya el atmak suretiyle genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, mera tahsis haritası kapsamı dışında kalan yerlerin öncesi kadim mera olsa bile, tahsisle birlikte meralık niteliği kalkmış olacağından, davalının tahsisin kesinleştiği tarihten itibaren kadastro tespit tarihine dek en az 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun şekilde malik sıfatı ile zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, üzerinde durulmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı ve çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösterip açıklayan rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra davalı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde de öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.