Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2012/2058 E. 2012/2502 K. 19.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2058
KARAR NO : 2012/2502
KARAR TARİHİ : 19.03.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 123 ada 25 ve 149 ada 23 parsel sayılı 1741.77 ve 3313.95 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve ölü olduğu belirtilmek suretiye davalıların murisi …adına tespit edilmiştir. Davacılar … ve … miras payına dayanarak dava açmış; 123 ada 25 parselin …mirasçıları, 149 ada 23 parselin ise … mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, taşınmazların ölü …adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece 149 ada 23 sayılı parselin …’dan intikal ettiği, mirasçıları arasında yapılan taksim sonucu… ve …’ya isabet ettiği, …’ya düşen payın trampa edilerek, …ve ölümü üzerine mirasçıları tarafından kullanıldığı, gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş olup, dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda belirtilen gerektirici nedenlere ve delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 149 ada 23 sayılı parselle ilgili hükmün ONANMASINA,
2- Mahkemece 123 ada 25 parselin dava dışı 26 parselle bir bütün halde ortak miras bırakan …’dan intikal ettiği, mirasçılar tarafından yapılan taksim sonucu 26 parselin davacılara, çekişmeli 25 parselin ise …’a kaldığı ve davalı tarafın zilyetliğinde bulunduğu, üzerindeki evin de …tarafından yaptırıldığı, bu nedenle davacıların miras payı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın öncesinde muris …’a ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, taşınmazın murisin ölümünden önce 3. şahsa satılıp daha sonra davalı tarafa geçip geçmediği, satılmamış ise murisin terekesinin ölümünden sonra paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım varsa uyuşmazlığa konu taşınmazın paylaşım sonucu hangi tarafa isabet ettiği yönlerine ilişkindir. Dinlenen taraf tanıkları ile mahalli bilirkişilerin bu konuda yeterli beyanları bulunmadığı gibi, mahalli bilirkişilerden …, mirasçıların sadece 25 parsel üzerindeki ev yatağı konusunda anlaştıklarını ev yatağı dışında kalan bölümün paylaşıldığını duymadığını belirtmiştir. Taşınmazın miras bırakanın ölümünden önce satılıp satılmadığının, bir başka ifade ile murisin terekesine dahil olup olmadığının belirlenmesi zorunlu olup, satın almaya ve paylaşıma dayanan taraf satın alma olgusunu ve paylaşımın varlığını, tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını, paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akibetlerini kanıtlamakla yükümlüdür. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi gereğince harici paylaşım, belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabilir. Hal böyle olunca öncelikle satış iddiası konusunda yerel bilirkişi ve tanıkların yeniden ayrıntılı bilgileri alınmalı, taşınmazın başında keşif yapılarak dosyada yer alan senetlerdeki tanıklar ve dinlenilmeyen taraf tanıkları dinlenilmeli; taşınmazın, murisin sağlığında 3. kişiye satılarak zilyetliğinin devredilip devredilmediği ve davalıya da bu kişiden geçmiş olup olmadığı belirlenmelidir. Yapılacak araştırma sonunda taşınmazın satılmış olması nedeniyle tereke mallarına dahil olmadığı sonucuna varılması halinde, paylaşıma dayanan taraftan bu hususa ilişkin delilleri sorulmalı; paylaşımın yapılmadığını iddia eden tarafa bu taşınmazdaki hissesine karşılık hangi taşınır ya da taşınmaz malların verildiği, taşınmaz verilmişse hangi taşınmazlar olduğu ve kimin adına tespit edildiği araştırılmalı; gerektiğinde ilgili tutanaklar getirtilip incelenmeli; somut olay bakımından uzun süreli kullanımın harici paylaşımın karinesi olup olmadığı tartışılmalı, paylaşımda eşitliğin zorunlu bulunmadığı gözönünde bulundurulmalı; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/1.fıkrası gereğince mahkemece tespit tutanağı içeriğinden farklı bir sonuca varılması halinde kadastro tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla mutlaka dinlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır. Mahkemece açıklanan hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.