YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1396
KARAR NO : 2012/4934
KARAR TARİHİ : 05.06.2012
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. İCRA MAHKEMESİ
Alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçundan sanık …’in İİK’nun 331/1, TCK’nun 52/2, 52/4 ve 50/1-a maddeleri gereğince 3.600.00 ve 100.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık müdafii ve şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1- Şikayete dayanak yapılan Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2009/6076 Esas sayılı dosyasında ödeme emrinin sanığın ticaret sicili memurluğunda kayıtlı “Küçüklanga Caddesi Pervandede Sokak No:10 D:5 Aksaray-İstanbul” adresi yerine “Küçüklanga Caddesi Pervandede Sokak No:10 D:3 Aksaray-İstanbul” tebliğ edilmesi ve yapılan tebligatın da sanığın adresten ayrılması nedeniyle sevk adresi belirtilip iade edilmesi üzerine, bildirilen bu adreslerine daha önce yöntemince yapılmış bir tebligat da olmadığı göz önüne alınarak, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebligat işlemi yasaya aykırı olup, sanığın adresi araştırılıp, belirlenen adresine usulüne uygun yapılmış bir tebligat olmadığından, ödeme emrinin tebliğ edildiğinden söz edilemeyecek olmasına göre takip kesinleşmeden şikayette bulunulduğunun kabulü zorunludur. Hal böyle olunca, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Duruşma günü tebliğinin sanığın ticaret sicil memurluğunda kayıtlı “Küçüklanga Caddesi Pervandede Sokak No:10 D:5 Aksaray-İstanbul” adresi yerine “Küçüklanga Caddesi Pervandede Sokak No:10 D:3 Aksaray-İstanbul” adresine tebliğ edilmesi ve yapılan tebligatın da sanığın adresten ayrılması nedeniyle iade edilmesi üzerine bu defa aynı adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılması karşısında yanlış adrese bu şekilde yapılan tebliğin geçersiz olduğu ve bankalara bildirilen adreslere Tebligat Kanununun 35. maddesindeki usul izlenerek tebligat yapılamayacağı gözetilmeden sanığın yokluğunda hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlanması,
3- Şikayet dilekçesinde sanıklara isnat edilen suçlar hakkında eylem ayrımı yapılmaksızın tüm suçları birlikte işledikleri iddiası ile şikayette bulunulması ve bunlar hakkında ayrı ayrı eylemlerden bahsedilmemesi nedeniyle, şikayetçi vekilinin 17.02.2011 tarihli celsede sanıklardan … hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğine dair beyanı dikkate alınarak; vekilin vekaletname içeriğine göre vazgeçme yetkisinin olup olmadığı kurumdan öğrenilerek ve bu vazgeçmenin 5237 sayılı TCK’nun 73/5. maddesi uyarınca, suçu iştirak halinde işledikleri iddia olunan diğer sanık …’i de kapsayıp kapsamadığı tartışılmadan yazılı şekilde sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi,
4- TCY’nın 50/6. Maddesinde “Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.” hükmü öngörüldüğü halde, uygulamanın bu hükme göre yapılmaması,
5- Borçlu sanık hakkında yürütülen takip sırasında sanığa ait Kuşdoğan Köyü 145 ada 15 parsel sayılı 11.538 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmaz üzerine bu dosyaya ilişkin takip borcundan dolayı 16.12.2010 tarihinde haciz tatbik edildiği anlaşılmakla, hacizli malın değerinin bu dosya borcunu karşılayıp karşılamayacağı saptanarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri yerine eksik araştırma ile sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi,
6- 30.07.2003 gün ve 25184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4949 sayılı İİK’nunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 99. maddesi ile İİK’nun 352. maddesine eklenen fıkra uyarınca dava ve cezanın İİK’nun 354. maddesinde yazılı sebeplerden düşeceğinin kararda belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 05.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.