Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/8647 E. 2012/2832 K. 27.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8647
KARAR NO : 2012/2832
KARAR TARİHİ : 27.03.2012

MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. İCRA MAHKEMESİ

Sermaye şirketlerinde idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimselerin şirketin iflasını istememeleri suçundan, sanıklar …, … ve …’nun beraatlerine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1- Sanıklara isnat edilen suçun oluşup oluşmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle, İİK’nun 179. ve TTK’nun 324. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenmesini müteakip, şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. Borçlu şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğünden borçlu şirketin muhasebecisi öğrenilerek bu yerden, bunun mümkün olmadığı takdirde zabıta marifetiyle yaptırılacak araştırma suretiyle şirkete ait tüm ticari defterlerin ve kayıtların temini yoluna gidildikten sonra, borçlu şirket hakkındaki tüm icra takipleri de tespit edilerek bunların şirketin pasifine eklendikten sonra defterler üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasını takiben sanıkların hukuki durumlarının takdiri yerine, şirketin aktif ve pasif durumunu tam olarak belirlemekten uzak ve denetime elverişli olmayan, sadece vergi dairesince dosyaya gönderilen bilanço ve gelir tabloları üzerinde yapılan incelemeye göre düzenlenmiş yetersiz bilirkişi raporu dayanak yapılarak sanıkların beraatlerine karar verilmesi,
2- 02 Haziran 2005 tarihli ve 6316 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine göre, borçlu şirketin yönetim kurulu başkanlığına …, başkan yardımcılığına …, üyeliğe …’nun atandığının anlaşılması karşısında, cezai sorumluluğunun hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, şirket ana sözleşmesi getirtilip, idare ve temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar da dikkate alınarak, suçun oluşumunda rolü olan temsilciler belirlendikten sonra hukuki durumun tayin edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde sanıkların beraatlerine karar verilmesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sebebi ile öğrenilen ve aynı suçtan dolayı aynı sanık hakkında müştekisi farklı olan İstanbul 11. İcra Mahkemesinin 2007/659 Esas,

2010/484 Karar sayılı dosyasından da şikayette bulunulduğu anlaşılan bu dosya ile birleştirilerek, suçun tek suç olup olmadığı veya sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,
İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 27.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.