Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/8270 E. 2012/4157 K. 08.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8270
KARAR NO : 2012/4157
KARAR TARİHİ : 08.05.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında temyize konu 231 ada 48, 49, 50, 51, 54, 55 ve 63 parsel sayılı ve sırasıyla 1430,02, 1253,93, 624,02, 3188,79, 408,32, 4587,66 ve 4592,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kimin zilyetliğinde olduğu bilinemediğinden, tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı … irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 231 ada 51 parselin 19.09.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen kısmın ham toprak vasfıyla Hazine adına tesciline, parselin geri kalan kısmının ve çekişmeli diğer parsellerin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu edilen taşınmazlar üzerinde davacı taraf lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazlar kimin zilyetliğinde olduğu bilinemediğinden Hazine adına tespit edilmiş, davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Davacı, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmasına ve mahkemece taraflara yapılacak keşifte dinletmek istedikleri tanıkları bildirmeleri için süre verilmiş olmasına rağmen davacı tarafça tanık listesi verildiğine dair bir dilekçe veya zapta geçmiş bir beyana rastlanamamıştır. Herkes iddia ve savunmasını ispatla yükümlü olup mahkemece yapılan keşiflerde 1 mahalli bilirkişi ile bir kısım tespit bilirkişileri dinlenmiş, ancak onlar da ayrıntılı beyanda bulunamadıkları halde davacı tarafın zilyetlik tanıkları dinlenmeden hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için tekrar süre verilmeli ve tanıklarını bildirdiğinde mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi ve daha önceden dinlenen bilirkişiler ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve tarımsal niteliğini bildiren ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazların 1970’li yıllardan sonra zilyet edilmediği bildirildiğine göre bu hususun iradi terk anlamına gelip gelmediği değerlendirilip tartışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.