Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/7948 E. 2012/4308 K. 11.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7948
KARAR NO : 2012/4308
KARAR TARİHİ : 11.05.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 103 ada 20 parsel sayılı 11437,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, davalılardan … adına, aynı ada 21 parsel sayılı 10596,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalılardan … ve … adına ve aynı ada 29 parsel sayılı 4052,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalılardan …, … ve … adına irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiştir. Davacı … tapu ve vergi kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 103 ada 20 ve 21 parsellerin çayır olarak, 103 ada 29 parselin tarla olarak tespit gibi sınırlandırılmalarına ve özel sicillerine yazılmalarına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de oluşturulan hüküm usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Kural olarak kadastro hakimi açık, anlaşılır ve hükmün infazı sırasında tereddüt oluşturmayacak, hangi taşınmazın kim ya da kimler adına tescil edileceğini gösterir şekilde hüküm kurmakla yükümlüdür. Dava konusu taşınmazlar davalılar adına tespit edilmiş, davacı tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddi ile taşınmazların sınırlandırılarak özel sicillerine tesciline denilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Davanın ileri sürülüş biçimi ve dosya kapsamı dikkate alındığında taşınmazların özel sicillerine yazılmasını gerektirir bir durum olmadığı anlaşılmaktadır. Hazine veya Köy Tüzel Kişiliğinin taşınmazların mera olduğu iddiası ile açtığı bir dava bulunmadığı gibi, eldeki davada 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesinde belirtildiği şekilde hakimin re’sen araştırma yapmasını gerektiren bir durum da mevcut değildir. Öte yandan davacının dava konusu 104 ada 50 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak … ve … aleyhine açtığı dava dosyasının bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ancak bu taşınmazla ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir hüküm oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kadastro hakiminin önüne gelen her bir uyuşmazlıkla ilgili olarak hüküm kurması gerektiği göz önünde bulundurmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.