Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/6537 E. 2011/8063 K. 28.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6537
KARAR NO : 2011/8063
KARAR TARİHİ : 28.11.2011

MAHKEMESİ :AĞIR CEZA MAHKEMESİ

Ödeme şartını ihlal suçundan sanık …’ın, 2004 sayılı İcra ve iflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince bir ay tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair … İcra Mahkemesinin 09.11.2010 tarihli ve 2010/122 esas, 2010/192 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin …Ağır Ceza Mahkemesinin 02.03.2011 tarihli ve 2011/203 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine, Adalet Bakanlığından verilen 29.07.2011 gün ve 2010/9683-40665 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 17.08.2011 gün ve K.Y.B. 2011/263182 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle dosya incelendi.
Tebliğnamede; dosya kapsamına göre, sanığa 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca 07.12.2010 tarihinde yapılan tebligattan sonra, 08.02.2011 tarihli dilekçe ile mahkemesine müracaat eden sanık müdafii tarafından, yapılan tebligatın geçersiz olduğu, kararın yeniden tebliğ edilerek, temyiz süresinin bu tebliğden itibaren başlatılması gerektiği yönündeki talep üzerine, sanık müdafiine gerekçeli kararın 21.02.2011 tarihinde tebliğ edildiği ve aynı tarihte sanık müdafii tarafından …. İcra Mahkemesinin 09.11.2010 tarihli kararına itiraz edildiği nazara alındığında, mercii …. Ağır Ceza Mahkemesince esas hakkında bir inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, süresinden sonra itiraz edildiğinden bahisle eski hale getirme talebinin ve itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Sanığın yokluğunda verilen kararın, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edilerek kesinleştirildiği anlaşılmış ise de, anılan maddenin uygulanabilmesi için gerekli ön şart olan kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre, daha önce yapılmış bir tebliğ işleminin bulunması veya tebliğ yapılmamış ise söz konusu Kanunun tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan 35. maddesinin son fıkrasında gösterilen istisnai durumlardan birisinin oluşmasının gerekli olması karşısında; gerekçeli kararın tebliği için sanığın bilinen son adresine çıkartılmış tebligat bulunmaması sebebiyle, sözü edilen Kanun maddesi uyarınca doğrudan yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı gibi, Tebligat Tüzüğünün 55/2. maddesi yollamasıyla aynı Tüzüğün 28. maddesinde adres araştırmasına yönelik olmak üzere belirtilen şekil şartları yerine getirilmeden yapılan tebligatın da geçerli olamayacağı, bu hususun Yargıtay … Ceza Dairesinin 01.12.2004 tarih, 2004/20415-12070

sayılı ilâmında da kabul edildiği, somut olayda, … İcra Müdürlüğünün 2009/9729 esas sayılı takip dosyasında, borçlu-sanığa ödeme emrinin 9.12.2009 tarihinde, …yolu üzeri, 22.km, … İşleme Fabr. … adresinde tebliğ edildiği, 25.12.2009 tarihli taahhüdünde borçlunun … adresini bildirdiği, duruşma davetiyesinin ise daha önce usulüne uygun olarak bir tebligat yapılmadan 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre, … adresine yapıldığı, yargılamanın sanığın gıyabında yürütülerek bir ay tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle sonuçlandırıldığı, kararın taahhütnamede bildirilen adresine tebliği için çıkarıldığında muhatap tanınmadığından iade edilmesi üzerine bu kez Tebligat Kanununun 35. maddesine göre aynı adrese tebligat yapılarak kararın kesinleştirildiğinin anlaşılması karşısında, kararın Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğinin usulsüz olması nedeniyle işin esasına girilerek, itirazın esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, eski hale getirme talebinin ve itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname yerinde görülmekle, … Ağır Ceza Mahkemesinin 02.03.2011 tarihli ve 2011/203 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.