YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5920
KARAR NO : 2011/7264
KARAR TARİHİ : 16.11.2011
MAHKEMESİ : … İCRA MAHKEMESİ
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık Ve-na İnşaat Taah. İthalat İhr. San ve Tic. Ltd. Şti’nin beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma – düzeltilerek onama – bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesi sonunda;
Şikayet dilekçesinde şirket yetkilisi belirtilmemiş olup tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken sanığın beraatine karar verilmesi yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından “… sanığın beraatine” kısmı çıkarılarak yerine “İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine” ifadesi eklenmek suretiyle 5320 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile yürürlükte bulunan CMUK’nun 322. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek ONANMASINA,
2- Tazminat istemine yönelik hükmün temyiz incelenmesi sonunda ise;
İİK’nun 89/4. maddesine göre, “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği 10.6.2008 tarihi itibariyle üçüncü şahıs … Ltd.Şti’nin asıl borçlu İntut Ltd.Şti’ne ödemesi gereken kesinleşmiş borcu olup olmadığı hususunda her iki şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre tazminat talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, birinci haciz ihbarnamesine vekil tarafından itiraz edilmesinden dolayı gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmadığı, tazminat yönünden de, İİK’nun 89/4. maddesinin uygulanabilmesi için gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun gerçekleşmesinin gerektiği gerekçesiyle tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle
hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.