Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/5770 E. 2011/7519 K. 17.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5770
KARAR NO : 2011/7519
KARAR TARİHİ : 17.11.2011

MAHKEMESİ : İCRA MAHKEMESİ

Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan sanık …’in beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Somut olayda; müşteki vekilinin, 18.07.2008 tarihli şikayet dilekçesi ile, sanığın sahibi olduğu … İlçesi Tapu Sicil Müdürlüğü … Mahallesi 238 ada 26 parselde kayıtlı taşınmazı 15.06.2006 tarihinde …’ye, …’nin de 18.09.2006 tarihinde … …’a, 08.02.2008 tarihinde de … tarafından … ‘e satıldığını … ile borçlu …’in doğum yerlerinin aynı olup, … Seçer’in de sanığın kızı olduğunu, satışın alacaklıyı zarara sokmak kastiyle yapıldığını ileri sürürek şikayette bulunmuş, 23.12.2008 havale tarihli dilekçe ile de, şikayet dilekçesinde sehven davaya konu taşınmazın ada ve parsel numarasını yanlış bildirdiğini doğrusunun… Mah. 3739 ada 297 parselde kayıtlı taşınmazın 5 nolu bağımsız bölümü olduğunu belirterek, sanığın İİK’nun 331. maddesi ile cezalandırılmasını talep etmiş, mahkemece müştekinin şikayet dilekçesi ile gösterdiği delillerle bağlı olduğunu, sonraki tarihli dilekçe ile düzeltmede bulunamayacağı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle müşteki vekili 23.12.2008 havale tarihli dilekçesi ile ilk verdiği 18.07.2008 tarihli şikayet dilekçesindeki delilleri değiştirmemiş, sadece alacaklıyı zarara sokmak kastiyle satışını yaptığını iddia ettiği taşınmazın Tapu Sicil Müdürlüğünün bölge numarası ile ada ve parsel numarasını hatalı belirttiğini beyan ederek doğrusunu bildirdiği dikkate alındığında, bu düzeltmenin, İİK’nun 351. maddesindeki şikayetçinin dilekçe veya beyanında gösterdiği delillerle bağlı olduğuna ilişkin düzenleme çerçevesinde değerlendirilemeyeceği ve düzeltme dilekçesinde bildirdiği taşınmazın satış bilgileri getirtilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz ise de, müşteki vekilinin gerek 18.07.2008, gerek sonraki 23.12.2008 tarihli dilekçelerinde sanığın suça konu taşınmazını 15.06.2006 tarihinde sattığını ileri sürerek şikayette bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda, şikayetin İİK’nun 347. maddesinde öngörülen her halde bir yıllık süre geçtikten sonra yapıldığının anlaşılması nedeniyle müştekinin şikayet hakkının düşürülmesi yerine sanığın beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasından “…sanığın beraatine” kısmı çıkarılarak, yerine, “İİK’nun 347. maddesi gereğince müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine” ifadesi yazılmak suretiyle, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi ile yürürlükte bulunan CMUK’nun 322. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 17.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.