Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/5315 E. 2012/16 K. 13.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5315
KARAR NO : 2012/16
KARAR TARİHİ : 13.01.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 234 ada 29 parsel sayılı 4.500.926,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacılar miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle taşınmazın çekişmeli kısımlarının adlarına tescili için dava açmışlardır. Mahkemce yapılan yargılama sonunda 234 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 29.123,524 metrekare yüzölçümündeki kısmının çayır vasfıyla …, (C) harfi ile gösterilen 22.132,534 metrekare yüzölçümündeki bölümünün çayır vasfı ile … adlarına tesciline, çekişmeli taşınmazın geri kalan ve fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.449.630,623 metrekarelik bölümünün ise mera vasfıyla sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımları yönünden kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece dava konusu taşınmazın tespit tutanağından Tortum İlçesi Şenyurt Belediyesi halkının kullanımında mera olduğu belirtilmiş olmasına rağmen aynı belde halkından kişilerin mahalli bilirkişi seçilmesi ve tespit bilirkişilerinin taşınmaz başında değil duruşmada dinlenmesi usule uygun bulunmamaktadır. Diğer taraftan, çekişmeli taşınmazın ortasında yer alan dava konusu kısımların meradan açılmak suretiyle elde edilip edilmediği yöntemince sorulup saptanmadığı gibi, ziraat ve fen bilirkişilerinden çekişmeli bölümler ile içinde yer aldıkları mera parseli arasında ayırıcı nitelikte yapay ya da doğal sınır bulunup bulunmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınmamış, mera parseli ile taşınmazın çekişmeli kısımlarının konumlarını gösterir yan kesit krokisi çizdirilmemiş, taşınmazın bu bölümlerinin öncesinin mera olup olmadığı kesin olarak belirlenmemiştir. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmazın başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli bölümler ile mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin meradan açılıp açılmadığı, araştırılmalı, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime, nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat mühendislerinden oluşan 3. kişilik bilirkişi kurulundan çekişmeli (B) ve (C) bölümlerinin çevresinin eylemli mera olup olmadığı, çekişmeli bölümlerin toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklandığı şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.