YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4906
KARAR NO : 2012/4781
KARAR TARİHİ : 01.06.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 118 ada 2, 13, 43 ve 119 ada 143 parsel sayılı sırasıyla 1349, 5874,60, 2303,66 ve 6379,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, miras hakkına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davacı-davalı … ile davalı …, … ve … adlarına tespit edilmiştir. Davacı-davalı … satın almaya dayanarak davalı … payının adına tescili istemi ile, davacı … ise davalı … dışındaki tarafların murisinden satın aldığını öne sürerek dava açmışlardır. Mahkemece, davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı …’un davasının kabulüne, davacı-davalı …’nin davasının reddine, çekişmeli parsellerin 1/8’er payının davacı-davalı …, davacı …, davalılar … ve … adlarına ve 4/8 payının ise davalı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı …’un dayandığı senedin HUMK’nun 297. maddesine uygun olmadığı, geçersiz olduğu kabul edilerek davasının reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Taşınmazların tespitine tapu kaydı esas alınmadığı gibi, taraflar da herhangi bir tapu kaydına dayanmamışlardır. Tapusuz taşınmazlarda miras payının devrine ilişkin iddiaların her türlü delille ispatı mümkündür. Taşınmazlar tapusuz olduğuna göre, senet usule uygun düzenlenmemiş olsa bile senette imzası bulunan muhtar ve azaların senet içeriğini doğruladıkları, taşınmazlar üzerinde davalı …’nın zilyetliğinin bulunmadığı ve davacının zilyet olduğu da belirlenmiş olmakla, mirasçılar arasındaki pay satışının geçerli olduğunun kabulü zorunludur. Dosya içeriği, bilirkişi ve tanık beyanları, senette imzası bulunan muhtar ve azaların beyanları ile davalı …’ın ortak muris …’tan gelen miras payını davacı …’a sattığı kanıtlanmıştır. Hal böyle olunca, davacının davasının kabulü ile davalı …’nın miras yolu ile gelen 4/8 payının da davacı … payına eklenerek davacı … adına tesciline karar verilmesi gerekirken deliller yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı …’nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA 01.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.