Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/4403 E. 2012/3297 K. 09.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4403
KARAR NO : 2012/3297
KARAR TARİHİ : 09.04.2012

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında temyiz incelemesine konu 164 ada 403 parsel sayılı 8327.79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak düzenlenen 636 parsel numarasıyla tablendigatif listesinde … adına kayıtlı iken ve nizasız, fasılasız malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulundurduğu sırada bu yeri oğlu …’a hibe ettiği, hibe edenin zilyetliğinde bulunduğu belirtilerek davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden veya mera olduğu iddiasıyla dava açmış, Hazine adına veya mera özel siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Müdahil davacı … tapu kaydına dayanarak, oğlu … ise aynı tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmış, taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine ile müdahil davacılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece toprak komisyonunun 636 numaralı parselinin belirtme tutanağında sözü edilen tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı, müdahil davacıların dayandığı tapu kaydının ise kapsamadığı, taşınmazın kuzey komşusu 397 parsele revizyon gören 2.4.1965 tarih 806 numaralı tapu kaydının nizalı taşınmazı … olarak (davalının murisi) olarak okuduğu, davalı tarafın zilyetliğinde bulunduğu, tarla vasfında olduğu devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlardan olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kanunda belirtilen gerektirici nedenlere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı Hazine’nin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, uzman fen bilirkişisi raporunda katılanların dayandığı, 30 ada 10 parsele ilişkin tapu kaydının nizalı 403 parseli kapsadığı belirtildiği halde, kararın gerekçesinde 30 ada 10 numaralı tapunun taşınmaza uymadığı, belirtmelik tutanağında gösterilen 30 ada 4 parsel numaralı tapu kaydının taşınmaza ait olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle mahkemenin kabulü ile uzman fen bilirkişisi raporu çelişmektedir. O halde mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazı ve çevre parselleri iyi bilen yaşlı, yansız mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve üç kişilik uzman fen bilirkişi kurulu ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, belirtmelik tutanağında gösterilen 30 ada 4 parselin haritası ile aynı
ada 10 parselin tapu kaydının haritaları, kadastro paftası ölçeği ile eşitlenerek çakıştırılmalı, komşu parsellere ait kayıtlardan da yararlanılmak suretiyle kapsamları kesin olarak tespit edilmeli, çekişmeli taşınmazın hangi tapu kaydınının kapsamında kaldığı duraksamasız olarak belirlenmeli, tanık ve mahalli bilirkişi beyanları komşu parsel tutanak suretleri ve varsa dayanak kayıtları ile denetlenmeli, tespite aykırı sonuca varılması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30. maddesi gereğince tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenmeli, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın, eksik inceleme ve uygulamaya dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.