Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/3420 E. 2011/9010 K. 15.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3420
KARAR NO : 2011/9010
KARAR TARİHİ : 15.12.2011

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 106 ada 9 parsel sayılı 2235,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, toprak tevzii komisyonunca oluşturulmuş Hazine’ye ait tapu kaydı kapsamında kaldığı ve…’ın işgalinde olduğu belirtilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı… satın almaya, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde evveline uzanan ve doğru temele dayanan tapu kayıtlarının bulunduğu, bu kayıtlara itibar edilmese bile Hazine tapu kaydının oluştuğu 1963 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 46. maddelerinde düzenlenen edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede 1963 yılında 53 numaralı toprak komisyonunca çalışma yapılmıştır. Belirtmelik tutanağına göre, 12 numaralı parselin kadim köy merası olduğu, 5 numaralı parselin ibraz edilen sabit hudutlu kayıtlarla sahibine ait bulunduğu açıklandıktan sonra; 1, 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı parsellerin hizalarında yazılan tapu ve vergi kayıtlarının zemin üzerindeki hudutlarının tespitine imkan olmadığından ölçü neticesinde tespit edilen ve sabit görülen hudutlara göre miktarları kadar yerin ayrılacağı belirtilmiştir. Tablendikatifte 3.237,750 m2 yüzölçümündeki 1 sayılı parsel … Varisleri-Hazine olarak belirtilmiş ve bu parsel 17- 22, 38 ve 39 sayılı parsellere ifraz edilmiştir. İfrazen oluşan 22 sayılı komisyon parseli 150000 metrekare olarak tarla vasfıyla Timur ve Tayyar veraseleri adına 1.Teşrin 320 sayılı tapu kayıtları ile tapulu olarak, 38 sayılı parsel 10 numaralı vergi kaydı uyarınca 200000 metrekare olarak … ve müşterekleri adına yazılmış, 39 sayılı parsel ise Askeri Teyyare Meydanı olarak Hazine adına gösterilmiştir. 17 sayılı parsel ise kayıt miktar fazlası olması nedeniyle 2.249.250 metrekare olarak Hazine adına yazılmış
ve 12.10.1963 tarih ve 109 sıra numaralı tapu kaydı oluşturulmuştur. Bu tapu kaydı kadastro tespiti sırasında çekişmeli nizalı taşınmaz ve çevresine uygulanmıştır. Tablendikatifte 2, 3, 4, 5, 6, 7, 9 ve 18 sayılı tevzi parselleri ise mera vasfıyla orta malı olarak ayrılmıştır. Davalı Hazine mahkemeye verdiği cevap dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğunu savunmuştur. Mahkemece Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucunda oluşmuş dağıtım haritası getirtilmediği gibi mahallinde yapılan keşfe katılan uzman fen bilirkişisi tarafından dağıtım haritası ile kadastro paftasını çakıştırmalı şekilde gösteren kroki düzenlenmemiştir. Uzman fen bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan rapor ve eki krokide çekişmeli taşınmazın Hazine’ye ait 12.10.1963 tarih 109 numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı bildirilmiştir. Yargılama sırasında toplanan delillerden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köydeki taşınmazların öncesinde belirtmelik tutanağında belirtilen tapu kayıt maliklerine ait iken, zaman içinde satışlarla davacılara geçtiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, Hazineye ait 12.10.1963 tarih 109 numaralı tapu kaydının kapsamında kalan taşınmazların öncesinin kadim mera olup olmadığı, aynı adalara bitişik mera vasfındaki taşınmazlardan nasıl ayrıldıkları, toprak tevzi komisyonunca kişilere ait tapu kayıtlarına miktarınca kapsam tayin edilip edilmediği ve miktarınca kapsam tayin edilmişse bu taşınmazların akibetlerinin ne olduğu; kişilere ait tapu kayıtlarının zemine uygulanma ve çekişmeli taşınmazları kapsama imkanının bulunup bulunmadığı tartışılıp değerlendirilmeden karar verilmiştir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için toprak tevzi komisyonu çalışmaları sonucunda oluşmuş dağıtım haritası, dağıtım sonucu oluşmuş tüm kayıtlar ile Hazine tapusunun revizyon gördüğü tüm taşınmazları çevreleyen komşu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ve tespit dayanağı belgeleri dosya içine getirtildikten sonra mahallinde, komşu köylerde oturan ve davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve tarafların aynı şekilde bildirecekleri tanıkları, sağ olan tüm belirtmelik bilirkişileri ve ihtiyar heyeti üyeleri ile tüm kadastro tespit bilirkişileri, bir fotoğrafçı bilirkişi, üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu ve üç kişiden oluşacak fen bilirkişi kurulu hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, öncelikle kişilerin dayanağını oluşturan T.evvel 1289 tarih 21 ila 25 numaralı sicillerden gelen tapu kayıtlarının ve 1937 tarih 10 tahrir numaralı vergi kaydının kapsamında kaldığı kabul edilerek bırakılan yerlerin nereleri olduğu belirlenmelidir. Kişiler tarafından T.evvel 1289 tarih 21 ila 25 numaralı sicillerden harici satın alma ve temliklerle gelen haklara da dayanılması nedeniyle bu tapu kayıtlarının gerçek kapsamlarının neresinin olduğunu belirlemek amacıyla, bu kayıtların köyü, mevkii ve tüm sınırları tek tek okunarak mahalline uygulanmaya çalışılmalı, bilinemeyen hudutlar konusunda taraflara tanıkla kanıtlama olanağı tanınmalıdır. Ayrıca kişilerce zilyetliğe dayanılması nedeniyle çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı, kimler tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, mera olan taşınmazlardan ne şekilde ayrıldıkları gibi hususlarda yerel bilirkişi ve tanıklardan tek tek ve olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Bilirkişi ve tanık sözleri, Hazine dayanağı 12.10.1963 tarih 109 numaralı tapu kaydının uygulandığı taşınmazları çevreleyen komşu taşınmazların dayanaklarını oluşturan kayıtlar uygulanmak suretiyle denetlenmelidir. Taşınmaz hakkında hakimin gözlemi tutanağa geçirilmelidir. Keşfe katılacak ziraatçı bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz ile aynı kayıt kapsamında kalan taşınmazların tarımsal niteliği komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmesi, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi, çekişmeli
taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı ve komşu mera parsellerinden nasıl ayrıldıkları hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, fotoğrafçı bilirkişiden çekişmeli taşınmazların farklı yön ve açılardan fotoğraflarını çekmesi istenmeli, fen bilirkişi tarafından fotoğraflar üzerine çekişmeli taşınmaz işaretlenmelidir. Fen bilirkişi kurulundan keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye olanak verir, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar işaretli, toprak tevzi dağıtım haritası, kamulaştırma haritası ve kadastro paftasını çakıştırmalı şekilde ve gerektiğinde mera parselleri ile aynı kayıt kapsamında kalan taşınmazların konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli; Hazine ile kişiler arasında çekişmeli taşınmaz bir bütün olarak düşünüldüğünde, komşu taşınmazlara ilişkin olarak da mera çekişmesi bulunduğu gözetilerek, bütünün içindeki taşınmazlar yönünden aralarında fiili ve hukuki irtibat nedeniyle davaların birleştirilerek görülmesi gerekip gerekmediği tartışılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.