Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2011/2943 E. 2011/9753 K. 23.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2943
KARAR NO : 2011/9753
KARAR TARİHİ : 23.12.2011

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, 125 ada 3 parsel sayılı 6046,25 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine temsilcisi, taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar vermiş; hüküm Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın kuzey hududunda batı ve güney yönlerden çevreleyen şahıs taşınmazlarının ötesinde 125 ada 1 sayılı mera parseli bulunduğu halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu parsellerden biri hakkında verilecek hükmün diğerlerini de etkileyeceği göz önüne alınarak komşu parsellerle ilgili davaların birleştirilmesi gerekip gerekmediği değerlendirilmemiş, davalı taşınmazın kuzeyinde bulunan mera parselinin kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı araştırılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmazın bulunduğu yerde 4753 sayılı Yasa uyarınca yapılan mera tahsisi varsa, tahsis kararı, ekleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip, dosya tamamlandıktan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri ve 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı ve zaman içinde meraya doğru genişleyip genişlemediği hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar
arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, komşu parsellerden biri hakkında verilecek hükmün diğerlerini de etkileyeceği göz önüne alınarak çekişmeli parsel hakkındaki dava ile komşu parsellerle ilgili davaların birleştirilmesine gerek olup olmadığı üzerinde durulmalı, taşınmazın mera tahsisi haritası kapsamı dışında kalması halinde öncesi kadim mera olsa bile mera niteliği kalkmış olacağından, tahsis tarihinden itibaren kadastro tespit tarihine dek davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde yazılı hususların gerçekleşip gerçekleşmediği de tartışılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hazine’nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.