YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2432
KARAR NO : 2011/10296
KARAR TARİHİ : 30.12.2011
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davalı tapusunun dayanağı tescil ilamı ile haritası getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde keşif icra edilmesi, keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ve haritaları uygulanıp kapsamlarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmesi, tescil krokisinin uygulama kabiliyetinin olmaması halinde kaydın değişebilir sınırlı olduğu ve miktarı ile geçerli olduğunun düşünülmesi, yapılan uygulama sonunda davalının dayandığı tapu kaydının ve tescil krokisinin kapsadığı bölümün davalı adına tesciline karar verilmesi, Hazine tapusu kapsamında kalan kısmın ise tescil tapusunun ihdas tarihi ile Hazine tapusunun tescil tarihi arasında 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmaması nedeniyle Hazine adına tesciline karar verilmesi, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamları dışında kalan bölümü olduğunun saptanması halinde ise bu bölüm yönünden Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına oluşup oluşmadığının araştırılması gereğine değinilmiştir” Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 1048 ada 20 parselin krokide (B) harfi ile gösterilen kısmının Hazine adına, (A) harfi ile gösterilen kısmının davalılar adına, 1048 ada 22 parselin krokide (C) ve (D) harfi ile gösterilen kısımlarının Hazine adına, (E) harfi ile gösterilen kısmının davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Aleni yargılama ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkı …. Sözleşmesinin 6. maddesi ve T.C Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının unsurlarındandır. Yine Anayasamızın 141. maddesi ve 6100 sayılı HMK 27 ve 28. maddeleri ile 297 ve 298. maddelerine göre hükmün açık duruşmada tefhimi ve kararların gerekçeli olması, kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu olması zorunludur. Hükmün tefhimi ile amaçlanan husus, davanın esas hakkında taraflara yüklenen hak ve borçların neler olduğunun açıkça ifade edilmesidir. Açık duruşmada tefhim olunan hüküm fıkrasında verilen sonucun nedenlerini içermeyen ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi gerekçenin farklı bir sonuca ilişkin bulunması da aleni yargılama prensibi ve hukuki dinlenilme hakkı ile açıkça çelişmektedir. 10.04.1992 tarih ve 1991/7 Esas – 1992/4 karar sayılı Yargıtay … kısa karar ile gerekçeli kararın uyumlu olması gereği vurgulanmış; bu husus, 6100 sayılı …K’nun 298/2. maddesi ile de yasal düzenlemeye bağlanmıştır. Öte yandan kadastro hakimi doğru sicil oluşturmak zorundadır.
Somut olayda mahkemece tefhim olunan kısa kararda çekişmeli taşınmazın kim ya da kimler adına tesciline karar verildiği açıklanmaksızın yalnızca “davanın kısmen kabulüne kısmen reddine” şeklinde karar verilmekle yetinilmiş olduğu gibi, gerekçeli kararda ise gerekçe kısmında 1048 ada 22 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen kısmının davalı tarafın dayandığı, tapu kaydının kapsamında kaldığı belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında sözü edilen kesimin davacı Hazine adına tesciline karar verilmek suretiyle çelişki oluşturulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 30.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.