Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/9609 E. 2011/3248 K. 02.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9609
KARAR NO : 2011/3248
KARAR TARİHİ : 02.06.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 23.11.2010 gün ve saatte temyiz eden ….vs. vekili Avukat … ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat…. geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, 12.02.2008 tarihli dava dilekçesiyle 120 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. … ve arkadaşları 10.04.2008 tarihli dilekçeleriyle çekişmeli taşınmazın
… mirasçıları adına tescili isteminde bulunarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı …’nin davasının açılmamış sayılmasına, müdahiller … ve arkadaşlarının davasının ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde yazılı sürenin geçmiş bulunması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, müdahil Musa oğlu … terekesi temsilcisi … ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükmü temyiz eden müdahil … ve arkadaşlarının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Yörede 1955 yılında yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmaz, tapu kaydı, irsen intikal ve satın alma nedeniyle … ve … Deniz adlarına tespit olunmuş, askı ilan süresi içinde … oğlu Dino Yıldız tarafından tespite itiraz edilmiştir. İtiraz üzerine kadastro tutanağı ve ekleri 5602 sayılı Tapulama Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca Tapulama Mahkemesine gönderilmesi üzerine mahkemenin 13.10.1964 tarih 1955/1166 Esas, 1964/1252 Karar sayılı ilamıyla “itiraz hakkında karar verilmesi için tutanak ve eklerinin Tapulama Komisyonuna devrine” karar verilmiştir.
Dino Yıldız’ın itirazının reddine ve taşınmazın tespit gibi tesciline ilişkin 24.3.2003 tarihli komisyon kararı, tebligatların tamamlanamamış olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na 22.02.2005 tarih ve 5304 sayılı Kanunla eklenen Geçici 5. maddesi uyarınca 07.06.2005 ila 07.07.2005 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmıştır.
Kanun koyucu tarafından 5304 sayılı Yasa’yla getirilen askı ilanı yöntemi, aynı parsel hakkında askı ilan süresinde açılacak tüm davaların kadastro mahkemelerinde görülmesini, kısa zamanda en az masrafla en doğru şekilde sonuçlanmasını ve tarafların ibraz edeceği delillerin bir bütün olarak tartışılıp sonuca ulaşılmasını sağlayacak bir yoldur. Geçici 5. madde ile öngörülen askı ilanı, sadece süresi içinde kadastro tespitine itiraz edenlere değil, itiraz etmiş olsun olmasın kadastrodan önceki nedenlere dayalı hak iddia eden herkese dava .
açma imkanı sağlamaktadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.02.2009 tarih ve 2008/16-809 Esas, 2009/43 Karar sayılı ilamında da bu hususlara işaret olunmuştur. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespitinin askı ilanının sona erdiği 08.07.2005 tarihinden önce kesinleştiğinden söz edilemez. Müdahil … ve müşterekleri, davaya 10.04.2008 tarihinde müdahale ettiklerinden, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmemiştir. Mahkemece 13.10.1964 tarihli Tapulama Mahkemesi kararının işin esasına ilişkin bir hüküm içermediği göz ardı edilmek ve yukarıda açıklanan olgulara yanlış anlam verilmek suretiyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin kabulü doğru değildir.
Diğer taraftan, hakkında kadastro mahkemesinde derdest dava bulunması nedeniyle kesinleşmeyen tutanaklar hakkında, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak açılan davalarda görevli mahkeme kadastro mahkemesidir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazın, 07.06.2005 ila 07.07.2005 tarihleri arasında yapılan askı ilan süresi içinde Hazine ile … ve Selim Araman tarafından kadastro mahkemesinde davalar açılmış ve birleştirilen bu davaların yargılaması sonucunda Erciş Kadastro Mahkemesinin 15.05.2006 tarih 2005/98 Esas, 2006/85 Karar sayılı ilamıyla Geçici 5. madde uyarınca yapılan askı ilanının sadece süresi içinde tespite itiraz edenlere dava hakkı verdiği, davacıların süresi içinde tespite yönelik itirazları bulunmadığından kadastro mahkemesinin görevli bulunmadığı düşüncesinden hareketle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Söz konusu karar, aleyhine temyiz yoluna başvurulmadığından 18.07.2007 tarihinde kesinleştirilmiş ise de davacı … vekili, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğundan bahisle 27.04.2010 tarihinde hükmü temyiz etmiştir. Söz konusu temyiz istemi hakkında henüz bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Temyiz isteminin kabulü ve askı ilan süresi içinde açılan davalarda kadastro mahkemesinin görevli olacağından söz edilerek hükmün Yargıtay’ca bozulması halinde, çekişmeli taşınmaz hakkında Kadastro Mahkemesinde derdest bir dava bulunacaktır. Bu durumda, derdest dava nedeniyle tespiti kesinleşmeyen çekişmeli taşınmaz hakkında, kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan işbu davanın, görevsizlikle kadastro mahkemesine aktarılması gerekecektir.
Bu değerlendirmeler karşısında, doğru sonuca ulaşabilmek için öncelikle Kadastro Mahkemesinin 2005/98 Esas, 2006/85 Karar sayılı ilamına yönelik temyiz istemine ilişkin sürecin tamamlanması beklenmeli, söz konusu hükmün mevcut haliyle kesinleşmesi durumunda yukarıda açıklandığı üzere kadastro tespitinin geçici 5. maddeye göre yapılan askı ilanının sona erdiği tarihte kesinleştiği ve hükmü temyiz edenler yönünden hak düşürücü sürenin geçmediği gözetilerek işin esasına girilip iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmeli; Kadastro Mahkemesinin anılan 2005/98 Esas, 2006/98 Karar sayılı hükmünün, temyiz incelemesi sonucu bozulması halinde ise, … bu davada mahkemenin görevsiz olduğuna karar verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmalı ve davalar birleştirilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek yanlış değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, müdahil Musa oğlu … terekesi temsilcisi … ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 750.00 TL. vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak duruşmada kendisini vekille temsil ettiren tarafa verilmesine, 02.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.