YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9500
KARAR NO : 2011/7304
KARAR TARİHİ : 16.11.2011
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında temyize konu 108 ada 17 ve 120 ada 86 parsel sayılı 4556.89 ve 4605.05 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde taşınmazların murisine ait olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 108 ada 17 ve 120 ada 86 parsel sayılı taşınmazların davacı murisi … mirasçıları adlarına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların ortak muris …’dan geldiği, mirasçılar arasında usulüne uygun şekilde yapılmış bir taksimin bulunmadığı, mirasçılardan Arife’nin ölümünden sonra O’nun adına köy camisine bağışlanmasına davacının onayının bulunmadığı bu nedenle cami derneği tarafından davalıya yapılan satışın hüküm ifade etmeyeceği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların öncesinin muris Mustafa’ya ait iken 1985 yılında ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık muris Mustafa’nın ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edildiyse çekişmeli taşınmazların Arife’ye isabet edip etmediği, Arife’ye isabet etmiş ise adı geçenin 2003 yılında ölümünden sonra davalının satıcı (bayii) olan köy camiine kimler tarafından bağışlandığı konularında toplanmaktadır. Ne var ki, muris Mustafa’nın terekesinin taksim edilip edilmediği konusunda yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuru ile yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişi ile tarafların delil listelerinde isimleri yazılı tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip taşınmazların muris Mustafa’nın ölümünden sonra taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, mirasçılardan Arife’ye isabet etmiş ise diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmiş ise nereden verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların akibetlerinin ne olduğu, Arife’nin 2003 yılında ölümünden sonra köy camiine bağışlanıp bağışlanmadığı, bağışlanmış ise kim ya da kimler tarafından bağışlandığı, bağışlama işlemine Arife’nin tüm mirasçılarının ya da yasal temsilcilerinin onayının bulunup bulunmadığı, taşınmazların kim tarafından ne suretle ve ne kadar süre ile kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.