YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9468
KARAR NO : 2011/4090
KARAR TARİHİ : 05.07.2011
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 176 ada 58 parsel sayılı 15891.47 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı ile Hazine adına kayıtlı olan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar …, … ve …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 176 ada 58 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı tarafın zilyetliğinin olmadığı, Hazine dayanağı vergi kaydının taşınmazı kapsadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf dava dilekçesinde zilyetliğe dayanmış, yargılama sırasında ise mevkii itibariyle taşınmaza uyduğu belirtilen K.Sani 323 Yoklama tarih 16 sıra numaralı kayda dayanmıştır. Mahkemece; davacı tarafın dayandığı kaydın tasdikli olup olmadığı ve tapu kaydına dönüşüp dönüşmediği araştırılmamış, davacı dayanağı kayıt ile davalı Hazine dayanağı 1936 tarih 15 tahrir numaralı vergi kaydı yöntemince uygulanmamıştır. Yine davacı taraf 21.3.2007 tarihli oturumda … ve … isimli kişileri tanık olarak bildirmiş olduğu halde adı geçen kişiler keşifte dinlenilmemiştir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, davacı tarafın dayandığı K.Sani 323 Yoklama tarih 16 sıra numaralı kaydın tasdikli olup olmadığı, tapu kaydına dönüşüp dönüşmediği mahalli Tapu Sicil Müdürlüğü ile Tapu Arşiv Dairesi Başkanlığından sorulmalı, davacı dayanağı kayıtların maliki ile davacılar arasındaki akdi ya da irsi ilişki olup olmadığı araştırılmalı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan kayıt, belgeler getirtilip dosya tamamlandıktan sonra mahallinde yerel bilirkişi, tespit bilirkişilerin tamamı, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif yapılmalıdır. Dayanılan kaydın tapu kaydı niteliğinde olduğu sonucuna varıldığı takdirde, keşifte davacı tarafça dayanılan kayıt ile davalı Hazine dayanağı vergi kaydı okunup, hudutlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların beyanları, komşu taşınmazlara uygulanan vergi kayıtları ve komşu taşınmazların kadastro tutanaklarının edinme sebepleri ile denetlenmeli, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin ne şekilde hangi sıfatla zilyet olduğu maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, davacı tarafça dayanılan kaydın tapu kaydı niteliğinde olması, kayıt maliki ile davacılar arasında akdi ya da irsi ilişki bulunması ve tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsaması halinde, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalan bölümünün tapu kaydına göre tesciline karar verilmeli, davacı tarafça dayanılan kaydın tapu kaydı niteliğinde olmaması halinde ise davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 05.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.