Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/9377 E. 2011/9988 K. 27.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9377
KARAR NO : 2011/9988
KARAR TARİHİ : 27.12.2011

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 101 ada 889, 1211, 1231, 1233, 1245 ve 1719 parsel sayılı 3540.59, 12046.37, 236.79, 246.69, 14798.77 ve 2527.55 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde satış senedi ve taşınmazlarda miras hakkı bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 101 ada 889, 1211, 1231, 1233, 1245, 1719 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı dayanağı 10.11.1967 tarihli senedin kapsamında bulunan taşınmazların davacı tarafından muris …adına satın alındığı, ortak muristen gelen çekişmeli taşınmazların, murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında usulüne uygun olarak taksim edildiği kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 10.11.1967 tarihli senet ile davacı tarafından 3. Şahıstan satın alınan yerlerin muris …adına satın alınıp alınmadığı ile kök muris…’un ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise bu yerin davalıya isabet edip etmediği konusundadır. Mahkemece, davacı dayanağı 10.11.1967 tarihli senet yöntemince uygulanmamış, kök muris …’un ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği hususu da yeterince araştırılmamış, muristen intikal eden diğer taşınmazlarla ilgili tutanaklar getirtilip bu taşınmazların kimler adına ve ne sebeple tespit edildiği incelenmeden hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler, tarafların delil listelerinde isimleri yazılı tüm tanıklar, tespit bilirkişileri, önceki keşiflerde dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanıklar ve davacı dayanağı 10.11.1967 tarihli senet tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında, komşu taşınmazların tutanakları ve dayanağı belgelerden de yararlanılması
suretiyle, davacı dayanağı 10.11.1967 tarihli satış senedi yöntemince uygulanarak kapsamı belirlenmeli, bilirkişiye düzenletilecek kroki üzerinde senet kapsamı işaretlettirilmeli, davacı tarafından 10.11.1967 tarihli senet ile 3. şahıstan satın alınan taşınmazın kendi adına mı yoksa muris …adına mı satın alındığı hususu açıklığa kavuşturulmalı, bu bölüm üzerinde senet tarihinden ortak muris …’un ölüm tarihi olan 1979 yılına kadar ve 1979’dan da tespit tarihi olan 2007 yılına kadar zilyetliğin kimde olduğu hususu araştırılmalıdır. 10.11.1967 tarihli senet kapsamında kalmayan taşınmazlar yönünden ise, uyuşmazlık İsmail mirasçıları arasında geçerli ve rızai bir paylaşma yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Dosya içerisinde bulunan, mirasçı … hakkındaki gaiplik kararına göre adı geçenin akli dengesinin de yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahalli bilirkişi ve tanıklardan, muris …’un ölümünden sonra tüm mirasçılarının katılımı ile terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edildiyse ne zaman edildiği, taksime mirasçı …’in yasal temsilcisinin katılıp katılmadığı, mirasçılardan …’ye … mevkisinde bulunan taşınmaz ya da taşınmazların miras payına karşılık olarak verilip verilmediği, çekişmeli taşınmazların davalıya isabet edip etmediği, diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmiş ise nereden verildiği, diğer mirasçılara verilen taşınmazların akibetlerinin ne olduğu etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, muristen intikal eden … ve … Köylerinde bulunan tüm taşınmazlara ait onaylı tutanak suretleri getirtilip bu taşınmazların kadastro sırasında kimlerin adına tespit gördüğü araştırılmalı, önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanları arasındaki çelişkiler de giderildikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.