YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8691
KARAR NO : 2010/7535
KARAR TARİHİ : 20.12.2010
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 102 ada 15 parsel sayılı 8688.18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4753 sayılı Yasa’ya göre oluşan Hazineye ait tapu kaydı kapsamında kaldığı ve …’in işgalinde olduğu beyanlar hanesinde gösterilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı … adna tesçiline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 46. maddelerinde yazılı koşulların gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme de yeterli bulunmamaktadır.Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sırasında 59 sayılı parsel altında 1937 tarih 18 ve 20 tahrir numaralı vergi kayıtları ile Hazine adına kayıt edildiği ve Firari şahıslardan Hazineye intikal ettiğinden bahisle Hazine adına belirtilmiş, 4753 sayılı Yasa ile Hazine adına 8.11.1963 tarih ve 471 sıra numaralı tapu kaydı oluşturulmuştur. Toprak Tevzii 59 sayılı parseli ve belirtmelikte uygulanan vergi kayıtlarının taşınmaz ile birlikte çevresindeki bir çok taşınmazı kapsadığı anlaşılmaktadır. Hazine adına kayıtlı 1937 tarih ve 20 tahrir numaralı vergi kaydının cinsi mera olarak yazılı bulunmaktadır. Komisyonun 59 sayılı parselinin doğu hududunda Toprak Tevzi Komisyonunun 55 sayılı parseli mera olarak belirtilmiştir. Kadastro tespiti sırasında da Hazine tapusunun kapsamında kalan taşınmazların doğusundaki 103 ada 1 sayılı parsel ile güneydeki yoldan sonraki 104 ada 1 sayılı parsel mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırıldığı halde yöntemince mera araştırması yapılmamıştır. Herne kadar keşif sonucu düzenlenen uzman ziraatçi bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların “mera olmadığı” belirtilmiş ise de, zirai bilirkişi raporu hükme elverişli değildir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; Hazine adına kayıtlı vergi kayıtlarının oluşum nedenlerine ilişkin tüm belgeler, taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsis kaydı bulunup bulunmadığı idari mercilerden sorularak varsa mera tahsis kaydı ve haritası getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen komşu köyden seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve yine aynı yöntemle belirlenecek tanıklar, sağ iseler belirtmelik tutanağında adı geçen muhtar ve azalar, tespit bilirkişileri, fen ve üç kişilik zirai bilirkişi kurulu katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle yerel bilirkişi yardımı ve fen memuru eliyle yerine uygulanarak taşınmazın mera tahsis haritası kapsamında kalıp kalmadığı saptanmalı, belirtmelikte uygulanan vergi kayıtları da zemine yerel bilirkişi yardımı ile uygulanarak kapsamları belirlenmeli, yerel bilirkişi, tanıklar, tespit bilirkişileri ve sağ ise belirtmelikte adı geçen muhtar ve azalardan dava konusu taşınmazın öncesinin kadim mera olup olmadığı, aynı Hazine tapusunun da kalan taşınmazların sınırındaki 103 ada 1 sayılı meradan açılıp açılmadığı, güneydeki yolun kadim olup olmadığı, kadim değilse yolun devamındaki 104 ada 1 sayılı mera parselininin devamı niteliğinde olup olmadığı, kim veya kimler tarafından ne surette ve ne zamandan beri kullanıldığı, taşınmazın kanunları gereğince devlete kalan taşınmazlardan olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ziraat mühendislerinden oluşacak 3 kişilik, ziraatçi bilirkişi kurulundan arazinin niteliği, toprak yapısı, 104 ada 1 ve 103 ada 1 sayılı mera parselleri ile taşınmaz ile etrafındaki Hazine tapusu kapsamında kalan taşınmazlar arasında ayırıcı doğal ya da yapay unsur bulunup bulunmadığı, meraların devamı niteliğinde bulunup bulunmadığı, mera bütünlüğünü bozup bozmadığı konusunda ayrıntılı ve gerekçeli bilimsel verilere dayalı bilgi alınmalı, önceki ziraatçi bilirkişi ile keşifte dinlenilecek zirai bilirkişilerin raporları arasında çelişki olduğunda çelişkinin nedenleri üzerinde durulmalı, taşınmazın niteliği kesin olarak saptanmalı ve mahkemenin bu konudaki gözlemi de keşif tutanağına geçirilmeli, fenni bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli ve vergi kayıtları kapsamını gösterir şekilde kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, taşınmazın keşif sırasında çektirilecek fotoğrafları üzerinde taşınmazın sınırlarının ve mera parselleri ile aradaki sınırın kabaca gösterilmesi sağlanmalıdır. Tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.